Tenis mukavemetin sınandığı spor dallarından biridir. Bu nedenle her fırsatta, direnç artıracak, yorgunluk eşiğini yükseltecek çalışmalar yapmak başarmayı hedefleyenler için kaçınılmazdır. Bunun için çevrenizdeki dağları, tepeleri, eğer yakınında olmak gibi bir şansınız varsa orman ya da parkları keşfetmeli, her noktasını yakından tanıyacak kadar samimiyet geliştirmelisiniz. Sözgelimi Aşık Veysel Parkı’nda kaç tane minik şelale olduğunu bilmeli, dere arkasındaki bahçelerde hangi köpek arkadaşın yabancılardan hoşlandığını, hiç konuksever olmayanların ise size nereye dek eşlik edebileceğini deneye deneye öğrenmek zorundasınız. Size eşlik ederken - yani peşiniz sıra koşarken- gösterecekleri sürat performansını da mutlaka hesaba katın!

Koşu ayakkabınızın uygun ve zeminin toprak olması ayak sağlığınız için önemlidir. Doğal olmayan düzgün zeminler bazı kaslarınızın tembelleşmesine yol açabilir. Bu nedenle doğal ortamları tercih edin. Ayak bağlarınız güçlensin, böylece basit sakatlanmaların da önüne geçmiş olursunuz. 

TENDONLAR UYKUDA ONARILIR
Topuğunuzu yukarıda tutan ayakkabıları tercih edin. Bu tür ayakkabılar aşil tendonu çalışma mesafesini kısaltır. Kopma olasılığını da azaltır. Kort çıkışlarında ve koşulardan sonra ayağınızı yüksek bir yere kaldırıp yaptığınız gerdirme hareketlerine mutlaka vakit ayırın. Siz esnetme yaparken çevrenizde size garip garip bakanlar olabilir. Onlara aldırmayın. Siz spor giysinizin bacak arasının yırtık veya sökük olmamasına özen gösterin yeter. Tendonlarınız uykuda onarılır bu nedenle uykuya gerekli zamanı ayırın. Kopan bir aşil tendonu sizi, uzunca bir süre tenise seyirci kalmakla yetinmek zorunda bırakacaktır.

Uzun süreli periyodik koşular direncinizi artıracak ancak sizi yavaşlatacaktır. Dolayısıyla sürat çalışmaları da yapmalısınız. Bunu yaparken yukarıda sözünü ettiğim hayvan dostlardan destek alabilirsiniz. Size eşlik etme süreleri, sizin kuvvette devamlılık kapasitenizin üstündeyse bazı sorunlar çıkabilir. Sorunsuz çabukluk için yalnız çalışmanızı öneririm. Sürat çalışmalarından sonra eskisinden daha hızlı olduğunuzu göreceksiniz.

AZ AĞIRLIK-SIK TEKRAR
Direnç derken elbette farklı kas guruplarınız için ağırlık salonunda vakit geçirmeniz gerekecek. Çok kaslı olmak sizi yavaşlatabilir. Teniste “az ağırlıkla, sık tekrar” sloganı geçerlidir. En iyisi bu konuda uzman bir arkadaştan yardım almanızdır. 
Dirsek altındaki kavrama kaslarının güçlendirilmesi sizi elbow derdinden koruyacaktır. 
- Bacakların ön üst kaslarının kuvvetli olması tenis kalitesini belirler. İyi oyuncuların bu kasları kesinlikle güçlüdür. 
- Karın kasları ile servis atılır. Düzgün bir stil güçlü karın kası ile birleşirse rakipleriniz servislerinizden şikayet etmeye başlar.
- Sırt kasları atılan servisin başarı şansını artırır.
- Uzatmayıp gerisini kondüsyoner arkadaşlarıma bırakıyorum.

DUVARİN USTA’DAN YARDIM
Kortlardan uzun süreli her ayrılığınızı oyun kalitesindeki gelişiminiz için bir fırsat haline getirebilirsiniz. Stilinizdeki bir yanlışlık belki bir pozisyon hatası ya da herhangi bir vuruşunuzdaki zayıflığı gidermek için en uygun zaman bu uzun süreli ayrılıktan sonra yeniden tenise başladığınız dönem olabilir. Bu dönemde büyük sporcu, ve düşünce adamı Duvarin Usta’dan yardım alabilirsiniz! Zayıf noktalarınız üzerine onunla çalışıp, sık tekrarlar yaparak hatalı davranışlarınızdan kurtulabilir, kortlara farklı bir oyuncu olarak dönebilirsiniz. Çabuk kazanılan özelliklerin çabucak kaybedileceğini de unutmayın. Duvarin Usta ile sık sık bir araya gelmeyi ihmal etmeyin. O her seferinde aynı öğretiyi yineler. Basit olan doğrudur.

Ara verip döndüğünüzde kullanmadığınız kaslarınız zayıflamış, ayrıca raket tellerinizin gerginlik şiddeti değişmiş olabilir. Bunların vuruşlarınızı etkileyeceğini unutmayın. Bu nedenle uzun süreli ayrılıktan sonra sabırlı olun. Önce Duvarin Usta’nın düşüncelerini sorun. Kaslarınızın ve tellerinizin durumu hakkında o size bir fikir verecektir. Gerekirse kordajınızı yenileyebilirsiniz. Eski kordaj, sık sık yapılan sweet spot hataları özellikle acelecilik sizi elbow’a götürür ki bu durumda, kortlara uzun bir süre daha veda etmek zorunda kalabilirsiniz.

EN İYİYE ULAŞILMAZ
Hani ben arada sırada oynarım diyorsanız sözüm size değil. Ama kendinizi geliştirmek istiyorsanız sporda hedefiniz olmalı. Kişisel hedefler pek yararlı değildir. Yendiğinizde hedefsiz kalıverirsiniz. Kendinizle yarışmalı, hep daha iyi olmayı hedeflemelisiniz. İleri yaşlarda bile daha iyiyi kovalıyor olabilirsiniz. En iyiye ulaşılmaz, ona ancak yaklaşılır. Hep daha iyisini arama sürecini sonsuz kılan da bu değil midir?  

“Spor gereksizdir hatta zararlıdır. Her şeyden önce spor yapınca yoruluyorsun” şeklinde bir görüş de var. Yorgunluktan zevk alınır mı? Motivasyon öyle büyülü bir güdü ki yorgunluktan zevk almanızı sağlar. Hatta yorgunluk hissi olmayınca ev ödevini yapmamış öğrenci gibi hissedersiniz. Onun iteklemesi sayesinde vazgeçmemenin ne olduğunu öğrenir, kendinizi zorlamaya devam eder, daha iyiye ulaşabilirsiniz. Bu açıdan motivasyon çok değerlidir. Ortaya çıkan olumsuzlukların bu değerli özelliğinizi bozup, yıpratmasına izin vermeyin. Bu ülkede spor yapmak kolay değildir. Kolay olsa spor yapan sayısı bu kadar az olmazdı.
 
Sporun önünde bir yığın engel olabilir. Sporun ülke içinde yaygınlaşması, uluslar arası düzeyde şampiyonlar yetişmesi yollarının açılması için göreve gelen insanlar sizi şaşırtıp tam tersini yapabilir. Sizin de bu mevkideki yöneticileri değiştirme şansınız olmayabilir. Nedense demokrasi buralarda pek işlemez. Açıklar görülmüş, değerlendirilmiştir. Önem sırasında ‘Bu sporu daha iyiye nasıl götürürüm’ sorusu alt sıralara düşmüş, para kazanma hırsı en üste yerleşmiştir. 

SEÇME HAKKI BİLE YOK
‘Paran yoksa kulüp sınırlarını aşma!’, ‘Para kazanılacak, Burası cami avlusu mu?’ türünde düşünceler özel kulüplerde meşru olabilir. En fazla gitmeyiverirsin. Ancak klasmanlar, Milli Takım Seçmeleri ve nihayet Milli Takımda oynama koşulları cazip hale gelmezse; bu spor nasıl yaygınlaşacak, oyun seviyesi nasıl yükselecektir? “Parayı veren düdüğü çalar” sözünü bireysel olarak kullanabiliriz. Ancak bu sporun devlet çapında sorumlusu olan kurum bunu söylerse ciddi anlamda, genel bir sorunumuz var demektir. Sorunlarımızın ana kaynağı da bu mevki için bırakın seçilmeyi seçme hakkımızın bile olmamasıdır.

“Ne güzel idmandan söz ediyorduk. Tam kendimi parklara, ormanlara atacaktım” diyorsanız, sporda demokrasi konusu kafanızı yormasın. En yakın parkta buluşalım.