Benim için Grand Slam turnuvalarının en albenilisi toprak kortların mabedi sayılan Roland Garros’dur. “Kırmızı Pislik” diye de adlandırılır kortları. Bu turnuva diğerlerine nazaran küçük bir araziye konumlandığı için her yanınızdan tenis akar. Bu güzel sporu, bu elit sporu, bu klas sporu her yanıyla yaşarsınız. Sosyal ya da sportif. Üstelik Paris’tesiniz. Keyfiniz kekâ.

Koskoca tesislere alınan (pandemi nedeniyle) sayılı izleyici, dolu tribünlerin o fıkır fıkır kaynayan enerjisini hissettirmiyor. Açıkcası çeşnisi eksik. Halbuki ilk tur henüz oynanmışken elenen seri-başlarına bakarsanız bu yılki Roland Garros’un nelere gebe olduğunu anlayabilirsiniz.

Erkeklerde Thiem, Goffin, Dimitrov, Hurkacz, Evans, Sonego, Rublev, Auger-Aliassime… Kadınlarda ise Andreescu, Muguruza, Bertens, Konta, Martic, Kerber. İlk tur henüz oynanmışken yukarıdaki arkadaşlar oyunculuktan turist statüsüne geçiverdiler. Neyse ki Paris her şekilde güzel.

Pandemi ile birlikte genç kuşak turnuvalarda daha sık boy göstermeye başladı. Bu biraz da puan ve paraya çok gereksinim duyduklarından dolayı daha sık turnuva oynamalarından da ileri geliyor. Ağır abiler ve ablalar, ne de olsa, turnuva seçerken daha seçici davranıyorlar.

Grand Slam turnuvalarında bu genç kuşağın içinden her zaman serseri mayınlar çıkabiliyor. Sakınacakları bir şeyleri olmadığı her topu riske edebiliyorlar. Şansları yaver giderse vurdukları her top puana dönüşür. Gününde olmayan yıldızlar ise ağızlarıyla kuş tutsalar oyunu çeviremez, yenilir giderler. Sansasyon peşindeki medya bu serseri mayınlara methiyeler düzer… Güya tenisin bu yeni yıldızını (!) şişirdikçe şişirirler. Röportajlar birbirini kovalar. Ama bu genci bir daha ne gören ne de tanıyan olur. Çok kısa bir zaman öncesinde göklere çıkarılan Sandgren, Humbert, Herbert, Tiafoe gibileri 2. turu bile göremedi. Hele Sandgren maçını 3 setlik bir maçtan bile kısa sürede yitirdi!

Bu nedenlerle Slam turnuvalarının ilk haftaları daha eğlenceli, ikinci haftaları ise daha kalitelidir.

Genç kuşağın sorunu sabır ve sürekliliğe sahip olmamaları. Gelir seviyeleri de yeterli olmadığı için onları bilhassa mental olarak çekip çevirecek bir akil adam taşıyamıyorlar yanlarında. Onun için şans ibresinin önemi bilhassa 5 setlik maçlarda çok büyük. Ama aralarında fevkalade planlı ve programlı olanlar da var. Onları izlemek ayrı bir zevk… Verdikleri mesaj çok açık: Bekleyin geliyoruz! Alın size örnek: Kadınlarda Gauff, erkeklerde de Ruud.

İkinci turdan sonra görüşmek üzere hoş ve esen kalınız…