Klişe cümledir; 'büyük sözü dinle' denir toplumumuzda. Hayat tecrübesi daha fazladır çünkü büyüklerimizin, yaşanmışlıkları birikmiştir. 'Sabrın sonu selamet' derler örneğin. Kolay pes etmememiz gerektiğini, vazgeçmenin aslında zorluklardan kaçmak olduğunu vurgularlar. 'Ne iş yaparsan yap, disiplinden ödün verme' der bir başka büyüğümüz. Haklıdır, disiplini elden bıraktığınız anda, yaptığınız iş her ne olursa olsun çorap söküğü gibi gelir gerisi. 'Mücadele etmezsen zaten kazanamazsın, istediğin kadar sabırlı ve disiplinli ol, mücadeleyi bıraktığın anda kaybedersin' şeklinde devam eder hayatla ilgili önemli uyarılar. Yaptığın işten zevk almak, başarmaya inanmak gibi diğer temel kurallar da elbet hep akılların bir ucunda olmalıdır.


Evet, teniste geçtiğimiz hafta boyunca oynanan ve sonunda Agnieszka Radwanska'nın şampiyonluğuyla biten turnuvanın ardından 'Radwanska' ile ilgili yazıya sıra geldiğinde, kafamda beliren ilk üç kelime oldu; sabır, disiplin ve mücadele kelimeleri. Ancak böyle tarif edebilirdik çok kişiye göre bir mucizeyle gelen bu şampiyonluğu ve tüm olup bitenleri. Sabrederek, pes etmeyerek, disiplinden bir an ödün vermeyerek ve mücadeleyi son topa kadar sürdürerek gelmişti Aga'nın kariyerindeki en büyük şampiyonluk. Çok branşta böyledir elbette, bu kilit maddeleri bir araya getirmediğinizde zafere giden yolunuz uzar gider. Ancak tenis gibi bireysel bir sporda çok daha zordur maddeleri aynı anda toplayıp cümlelerin içinde bu kelimeleri harmanlamak. Yalnızsınızdır çünkü. Hata yaptığınızda açığınızı kapatacak, sevinirken kucaklaşacak biri yoktur yanınızda. Bu yüzden daha değerlidir, işiniz mucizeye kaldıktan sonra gelen kupalar.


Öyle bir final yolculuğundan geçti ki Agnieszka, grup formatının tüm özelliklerini ve tabii güzelliklerini aynı anda yaşama fırsatı buldu aynı zamanda. 2003'ten bu yana grup sistemiyle oynanan sezon sonu finallerinde belki de ilk kez, karikatürist Yiğit Özgür'ün futbol milli takımıyla ilgili hemen herkesin ezbere bildiği karikatürü geldi grup maçlarının son günü akıllara. "Bu maç Polonya ile berabere kalırsak, Fransa Bosna'yı yenerse, Macaristan Hollanda'ya mağlup olursa, Tacikistan gülümserken, Nijerya 'naber' deyip Litvanya 'hadi be ordan' derse gruptan çıkıyoruz" şeklindeki karikatürün gerçek hayata geçtiği gündü son gün. Radwanska, Halep'i set vermeden yenerse, Sharapova, Pennetta'ya set kaptırmazsa, Radwanska yarı finale çıkacak durumu söz konusuydu.


Ve tüm senaryolar gerçek oldu, ilk iki maçını kaybeden Radwanska, olabilecek tüm ihtimallerin gerçekleşmesiyle çıktığı yarı finalde, çok kişinin 'şampiyon olur' dediği Muguruza'yı 2 saat 42 dakikada yenerek adını finale yazdırdı. Elbette sabrederek, elbette disiplinden ödün vermeyerek ve mücadeleyi bir saniye olsun bırakmayarak. Finale Radwanska'dan bile virajlı yollardan geçerek gelen Kvitova, Polonyalı tenisçiye karşı özellikle ikinci sette kusursuz bir direnç ortaya koysa da, hafta boyunca (Kvitova finali dahil) 5 maçta 11 saat civarı kortta kalarak haftanın en 'ayakta kalan' oyuncusu olan Radwanska, sabrının ve mücadelesinin karşılığını final setini ve dolayısıyla kariyerindeki en büyük turnuvasını kazanarak alıyordu.


Kadın tenisininde 'güçten ziyade stratejik oyun' ve 'savunma' dendiğinde aklana gelen ilk isim olan Radwanska, herhangi bir grand slam şampiyonluğu yaşamadan sezon sonu finallerinde kupa kaldıran ikinci oyuncu oldu. (2005 Mauresmo) Aynı zamanda 2015 yılını dünya 5 numarası olarak bitiren Radwanska, sezonu dört final, üç şampiyonlukla tamamlamış oldu. Oyun seviyesini birkaç küçük dönem dışında sürekli aynı düzeyde tutan, hatta üzerine koymaya devam eden Radwanska, yılın tamamına olmasa da, sonuna damga vurmuş oldu. Kupa töreninde 'Bir ay öncesine kadar Singapur'da olup olmayacağım bile net değilken, bugün kupayı kaldırıyor olmanın tarifi yok' derken haklı gözyaşlarını tutamayan Radwanska, hemen herkese ders veriyordu aynı zamanda... "Sabret, bırakma, tükensen bile pes etme, disiplinden kopma ve her zaman mücadele et... Çünkü hepsi bir araya geldiğinde, tabelada kaybetsen bile, gün bittiğinde aslında kazanan sen olacaksın."