Son derece zevkli geçen Roland Garros turnuvasında birbirinden güzel maçlar oluyor. Kazananlar ve kaybedenler maç sonrası, bazıları hatta sıcağı sıcağına basın toplantısına geliyorlar ve kazananlar bazen çok ilginç ve hoş yorumlarda bulunuyorlar. Kaybedenler ise asık suratla, bazen bozuk cevaplar veriyorlar. Ama genelde hepsi sorulara profesyonelce cevap veriyorlar. Aşağıya dokuz değişik toplantıdan bir demet soru-cevap aktarıyorum.


--------------------

1) Pazartesi Del Potro’yu yenen Karen Khachanov:

Soru: “Maç sonu sevinçten dizlerinin üzerine çöktüğünde kafandan neler geçiyordu?”

Khachanov: “Yeah, okay, bunun için çalışıyorum, bu anları yaşamak için”

(“yeah, okay” kısmını artık tercüme etmiyorum!)

Soru: “Sanırım sormamız ayıp olmaz. Galiba karınız çocuk bekliyor.”

Cevap [gülümseyerek]: “Sadece karım değil. Ben de bekliyorum.”

2) Konta’ya bugün yenilen Sloane Stephens (benim bu maç hakkındaki yazımı okumanızı tavsiye ederim fikir edinmek için):

Soru: “Konta’nın oyununun en çok hangi tarafı zorladı seni bugün?”

Cevap: “İyi servis attı, iyi oyun oynadı. Oyun planının iyi uyguladı. İşte bu kadar.”

Soru: “Önceden iki defa oynamıştın onunla. Bugün ayrı bir boyutta mıydı?”

Cevap: “Dediğim gibi, iyi oyun oynadı. Oyun planını iyi uyguladı. Ne daha fazlası ne daha azı.”

Soru: [basın mensubu bir puandan bahsediyor uzunca ve soru soruyor o puan hakkında]

Cevap: “Hatırlamıyorum bile o puanı. Pardon."

3) Pazartesi Zverev’e yenildikten sonra Fabio Fognini:

Soru: “Bugün Monte-Carlo’dan daha mı iyi oynadı sence?”

Cevap: “Ben kaybettim. O kazandı. Kazanmayı hak etti. Bu kadar.”

4) Pazartesi Bolşova’yı yenen Amanda Anısimova:

Soru: “Boy atmaya devam ediyor musun yoksa bitti mi?

Cevap: “Hayır. Galiba 15 veya 16 iken bitti.

Soru [aynı kişi]: “Sahiden mi? Sanki değişiyorsun. Benim hatam. Özür dilerim.”

Cevap: “ Yeah, belki yüzüm değişmiştir biraz, belki.”



5) Bugün Stephens’i yenen Konta:

Soru: “Duyguların nedir şu an, Roland Garros yarı finalindesin?

Cevap: “Her şeyden önce mutlu hissediyorum sanırım. Sahiden mutluyum. Evet, mutluluk, galiba ana kelime bu.

6) Bugün Federer’e yenilen Wawrinka:

Soru: “Bir sene dinlendiğine göre, dizinden dolayı....”

Cevap [lafını keserek]: “Güven bana, sakat olduğun zaman dinlenmiyorsun. Plajın birine tatile gidip Caipina yudumlamıyorsun. Yapmıyorsun bunu.” [salonda gülenler]

Soru [Roger – Rafa maçı için]: “Sence ne olacak?”

Cevap: “Geleceği göremiyorum arkadaşım.”

7) Bugün Nishikori’yi yenen Rafael Nadal:

Soru: “Roger seni son 5 defa yendi ama sen onu toprakta 15 maçtan 13’ünde yendin. Bu istatistikler bir şey ifade ediyor mu?”

Cevap [meşhur kaşını kaldırarak]: “Cuma göreceğiz. Şimdilik bir şey diyemem. Maalesef bir tahminde bulunamam.”

8) Bugün Wawrinka’yı yenen Roger Federer:

Soru: “En son 2009’da yendin Rafa’yı toprakta. Bu kadar sonra ne değişmiş olabilir olumlu bakabilmen için maça?”

Cevap: “Herhangi bir oyuncuya karşı her zaman bir şansın vardır. Zaten öyle olmasa ve herkes sonucu önceden bilse, kimse gelmez seyretmeye maçı.”

Soru: “[eski şampiyon] Mats Wilander’in dediğine göre yaşlandıkça baskı daha artıyormuş. Senin için de bu geçerli mi?”

Cevap: “Hayır, değil. Ve Mats’a selamlarımı iletin [salonda gülenler]. Kişisel almıyorum dediklerini ama selamlarımı iletin [gülümseyerek].”

9) Pazartesi Swiatek’i yenen Simona Halep:

Soru: “Bugün 17 yaşındaki biri ile oynadın, Çarşamba oynayacağın Anisimova, yine 17 yaşında.”

Cevap: “Yaşlı hissediyorum kendimi.”

Soru: “Önceden hiç Slam şampiyonluğunu müdafaa etmedin.”

Cevap: “Sadece bir tane kazandım da ondan.”

--------------------

Bir dahaki yazıda buluşmak üzere.