Günün programı çıktığında biraz üzülmüştüm çünkü iki tenisçimiz kortlarında dördüncü maçı oynayacaklardı. Ama ümit ediyordum ki belki bir kortta maçlar daha hızlı (veya daha yavaş) gelişir ve böylece her iki maçı da baştan sona seyretme imkanına ulaşırım. Ama olmadı. Başak’ın maçı İpek’in maçından sadece on beş dakika evvel başladı. 

Majör turnuvalardan birinde ilk defa oynama hakkı kazanan Başak’ın biraz heyecanlı olması hiç anormal olmazdı. Nitekim ilk oyuna tutuk başlayan milli tenisçimiz iki çift hata ve bir basit forehand hatası ile servisini en baştan kaybetti. Ancak bir sonraki oyunda Jamie Loeb’un servisinde 15-0 geride iken vurduğu return winner ve hemen akabinde ralliye girdikten sonra vurduğu, rakibini ters köşe bırakan çapraz forehand winner ile 15-30 öne geçen Başak iyi işaretleri adeta erkenden vermeye başlamıştı. 

1-1'i yakaladıktan sonra ilk servislerini oyuna sokmaya başlayan (özellikle deuce tarafında “T”ye), oyunundaki varyeteleri (slice, yüksek spin, drop shot, vs) ön plana koymaya başlayan ve hatta üçüncü oyunun ikinci puanında olduğu gibi backhand'i ile paralele düz vurup puana gitmeyi bile düşünen Başak’a karşı Loeb zorlanmaya başladı. 4-1 geriye düştükten sonra daha agresif oynamaya çalışan Amerikalı raket hem hata yaptı hem de fileye geldiğinde Başak’ın ustalıkla ayağının dibine indirdiği toplara etkili vole vurmakta zorlandı. 

İlk seti 6-1 hanesine yazdıran Başak, ikinci sette de hiç soğukkanlılığını yitirmeden planına devam etti. Loeb setin başlarında tenisçimizi zorladı ancak Başak sağlam kalarak yedinci oyunda rakibinin servisini kırdı ve bir daha arkasına bakmadı. Maçı 6-1, 6-3 gibi net bir skorla kazanan Başak ilk Major turnuvasında eleme turu geçme başarısını da göstermiş oldu.

Başak’ın maçı biter bitmez İpek’in maçına yöneldim. İzleyemediğim ilk seti İpek’in rakibi, 11 numaralı seribaşı Aryna Sabalenka 6-4 kazanmıştı. İkinci set 3-1 İpek öndeyken vardım ve maçın geri kalan kısmını seyrettim. İpek sonraki üç oyunu kazanarak maçı son sete taşımasını bildi. 

Final seti ise kestirmesi çok zor bir set olmakla beraber heyecanı doruklara taşıdı. İki oyuncu da setin hemen başından sonra kendi servis oyunlarını bir türlü kazanamadı. Bunu en iyi başarma fırsatı ancak 5-5’te ilk defa İpek’in eline geçti. Hem 40-30, hem avantaj puanları ile iki defa bu fırsatı yakaladı tenisçimiz.  Ancak Sabalenka inanılmaz şekilde iki puanda da yüksek riskli return winnerlar ile adeta çizgileri süpürdü. O kadarla da kalmadı, iki tane daha return winner ekleyip İpek’in servisini yine kırdı. 

İpek ise o oyunu kaybetmenin moral bozukluğunu hemen üstünden atıp tekrar rakibinin servisini kırdı. Bu sene Roland Garros’ta ilk defa uygulamaya konulacağı anons edildiği gibi son sette tie-break oynandı. Bu kadar ucu ucuna giden bir maçta tie-break’te skor 3/3 olup oyuncular taraf değiştirdiklerinde, herhalde bir oyuncunun sonraki dört puanı arka arkaya alıp maçı bitireceği kimsenin aklına gelmezdi. Ama İpek bunu harikulade başardı ve bir sonraki tura geçen ikinci raketimiz oldu. 

İkinci tur maçlarında Başak, WTA 106 numarası ve beşinci seribaşı Ana Bogdan’a karşı, İpek ise geçen sene yine Roland Garros’ta elemelerde oynayıp yendiği, WTA 140 numarası Kateryna Kozlova’ya karşı korta çıkacak.