Yine garip bir başlık diyeceksiniz ama birkaç gündür Roger Federer’in Jürgen Melzer ile başlayıp, Noah Rubin, Tomas Berdych, Kei Nishikori ile devam eden ve bugün de Mischa Zverev ile olan maçlarını izledikten sonra maçı birlikte izlediğim dostuma bunu sordum: “Kısa bir süre sonra 36 yaşına girecek bu adam acaba zamanı geriye mi çevirdi! Sahada 10 yıl öncesinden bile daha atletik.”

 

Haşmetmeabları bu sabah Alman Mischa Zverev’i de kısa bir sürede yendi. Perşembe günü vatandaşı Stan Wawrinka ile finale çıkma mücadelesi verecek.

 

Rus asıllı Alman Zverev tenisle yoğrulmuş bir aileden geliyor. “Kedi” lakaplı babası Alexander Zverev zamanında Volkov ve Chesnokov ile birlikte Rusya’nın ümit bağladığı bir üçlünün üyesi. Annesi Irina ve kardeşi Alexander da (Nadal’a beş sette yenildi) tenisçi. Kimse ondan böyle bir performans gösterip çeyrek finale kadar çıkacağını beklemiyordu. Dördüncü turda Andy Murray’yi yendi.

 

Ama Federer karşısında eli kolu bağlandı gibi. Esasen hoş karşılamak lazım zira kariyerinizin çoğunu yan kortlarda üç-beş izleyiciyle geçirdikten sonra bir Grand Slam turnuvasının merkez kortunda binlerce izleyici önüne çıkmak size şok yaşatabilir. Maçlarını servis-voleyle kazanıp Federer karşısına çıkıyorsunuz. Herhalde heyecandan olsa gerek vurduğunuz voleler öyle yüksek ki rakibiniz yanıtlamak için neredeyse çarşıya gidip gelecek zamana sahip! İlk serviste %75’lik bir isabet oranına sahipsiniz ama volelerinizden aldığınız puan ancak %25! Zaten bu iki örnek maçı neden farklı verdiğinizin basit bir göstergesi.

 

Federer altı ayı aşkın bir süredir tenisten uzak. Geri dönüşü sonrası ilk slam turnuvası. Yarı finale kadar gelirken bir tane de beş setlik maç oynadı. Olası rakipleri Wawrinka, Dimitrov/Goffin, Nadal/Raonic arasında en formda görünen kendisi. Hepsinden önemlisi aralarında sonuca en iyi ve çabuk giden raket. Hiçbir maçında zorlanmış görüntüsü vermedi.


Bu durumda hele bir de Wawrinka’yı aşarsa karşına gelecek Raonic/Nadal galibi çok zorlu bir fikstürün yarı finalinden çıkıyor olacaktır. Yani sahadaki en zinde raket yine kendisi olacaktır. Dolayısıyla 18. Grand Slam turnuvasını kazanarak kendisine ait rekoru ulaşılamayacak hale getirmeye sadece iki maç kaldı. Becerebilecek görüntüsü veriyor açıkçası.

 

Erkeklerin diğer çeyrek finalinde Wawrinka (pek sevmediği) Tsonga önünde ummadığı kadar kolay bir galibiyet aldı. Sanki Fransız raket maçı kazanmak istemiyor gibiydi. Öyle de oldu.

 

Bir önceki yazımda Vandeweghe’in kadın tenisi için ferah bir nefes olabileceğini belirtmiştim. Dileğim galiba gerçekleşiyor. Garbine Muguruza’yı sahadan sildi desek abartmış olmayız. Bu İspanyol’u anlayabilmek olası değil. Un, yaş, şeker… Her şey var. Ama bir türlü pişmiyor!

 

Venus Williams için ne demeli bilmiyorum. Bu kadın her türlü övgüyü ve saygıyı hak ediyor. Belki de bu turnuvanın başlıca sürprizini gerçekleştirdi.

 

Yarın Nadal-Raonic maçı çok ilginç olacak. Zira İspanyol Boğasının yeni danışmanı Carlos Moya kısa bir süre önceye kadar Raonic’in antrenörüydü.


Hoş kalınız.