Haziran ayı sonuna doğru (25.06-01.07.2017) ülkemizde ilginç bir turnuva başlayacak. İlk olacak bu turnuva. Evet “Antalya Open”. Wimbledon’a hazırlık anlamında ve “ATP250” serisine dahil. Evet ülkemizde ilk kez bir profesyonel çim kort turnuvası yapılacak. Aldığım bilgiler doğrultusunda katılım hiç fena değil. Son anda çekilenler olmazsa denk raketlerden oluşuyor. Ödül toplamı 439.005 dolar.  28’lik bir tekler ve 16 takımlık çiftler fikstürü olacak. Turnuvanın sponsorları arasında Spor Bakanlığı, Tenis Federasyonu, Kaya Palazzo Oteli ve tenis federasyonu üyesi olan Gökhan Dönmez’in Tenis Akademisi var.
Şimdi aranızdaki kuşkucu olanlar biliyorum “yahu ne işi var çim kort turnuvasının Antalya’da?” diyecek. Yanıtlayayım…
• Öncelikle ne anlamda olursa olsun ülkemizde “profesyonel” tenis turnuvalarının organize edilmesi olumlu bir adımdır. Yeter ki işin suyu çıkarılmasın ve bu turnuvalar ATP ya da WTA patronajı ve denetiminde olsun. Teniste bir yerlere gelebilmemiz için turnuva şarttır. Ben “Futures” gibi turnuvaların gerektiğinden fazlasına ve ülke tenisi yerine işlerini bilmeyen, yarınını düşünemeyen otelcilerle, cingöz organizatörler yararına yapılmasına ne denli karşıysam büyük çapta profesyonel turnuvalara o denli taraftarım. Zira bunların ciddiyetinden kuşku duymazsınız. ATP ile WTA’nın etkin bir kontrol ve otokontrolü vardır.

• “Antalya Open” Belek’teki “Kaya Palazzo” otelinin tesislerinde yeni yapılan 7 kortta oynanacak. Bu sahalar Wimbledon’un ev sahibi olan “All England Lawn Tennis Club” kortlarının bakımlarından sorumlu ekipçe oluşturulmuş.

• Turnuva tarihi iyi belirlenmiş (25.06–01.07.2017). Fransa Açık’tan Wimbledon’a kadar olan üç haftanın her birinde Avrupa’da ikişer turnuva var. Bizimki hemen Wimbledon’ın eşiğinde ve İngiltere’deki “Aegon Eastbourne” ile aynı haftada.  

• Tarih için iyi seçilmiş dememin bir başka nedeni de Şeker/Ramazan Bayramı ile çakışması. Anlaşılan gelecek yıldızlar inler ve cinler önünde mücadele etmeyecekler…Tesis bir turistik otelde olduğundan umarım bayram münasebetiyle orada konaklayacaklar izlerler de utanmayız. Ancak gelecek yıllarda ne yapılacak? Öyle her yıl turnuva tarihini Ramazana göre saptayıp oynatamazsınız! Wimbledon’un tarihi sabittir, değişmez. 

• Cem İlkel, Altuğ Çelikbilek gibi kendilerinden gelecek beklediğimiz genç oyuncular için bu tür turnuvalar iyi puan almanın başlıca yoludur. Gelecek oyuncuların çoğu toprak kort ustaları ve çok yoğun bir toprak sezonundan çıkarak geliyorlar. Çimde oynamak fevkalade zordur. Top çimde diğer zeminlere göre çok az sıçrar. Üstelik yere çarptıktan sonra iki misli süratlenerek üzerinize gelir. Anlık karar vermek zorunda kalırsınız. Aksi takdirde rakibiniz çoktan atı alıp Üsküdar’a geçmiş olur! Bu zeminde değil bu topa yanıt vermek ayakta durmak bile zordur (Bknz.> http://www.tenisdunyasi.net/yazar/bekir-emre/schwartzmandan-mesajlar-330). 

Yeni yayılmış çim üzerinde biraz oynandıktan sonra topun değişik yerlere sıçramasına alışmak gerekir. Bir çok yıldız oyuncu salt bu nedenle Wimbledon’a ilk turlarda veda etmek zorunda kalır. İşte bizimkilerin avantajı burada başlıyor. Umarım bunun bilincinde olarak maçların oynanacağı çim-kortta antrenman yapıp, zemini enine boyuna tanıyıp, nerede nasıl sıçradığını benimseyip yeterince ustalaşıyorlardır *. Üstelik oynayacakları maçlarda arkalarında iyi bir izleyici kitlesi de bularak. Unutmasınlar ki burada alabilecekleri puanlar diğer turnuvaların ana-tablolarına birer giriş-kartı olacaktır.
 Antalya Open'ın bu yıl için işi kolaydır. Ancak organizasyonun başarılı sayılabilmesi için örnek olması gerekir. Yani Antalya’yı Wimbledon’a alışmak için bir aşama olmanın yanı sıra, onun minik bir ortağı olarak pekiştirmek gerekir. Aynı eşdeğer turnuva olan Halle (Almanya) gibi… Her yıl fevkalâde bir fikstür ortaya koyarlar…Tüm oyuncular onu oynamak için can atarlar. Bu yıl da Federer dahil ilk 10’dan üç raket var. Oyuncuları Wimbledon’a alıştırmak bu tür turnuvaların  başlıca mevcudiyet nedenidir. İlaveten Halle gibi sosyal etkinlikleri ile de hem oyuncular hem izleyiciler için bir şenlik olabilmek bu mevcudiyeti sürdürebilmek için yaşamsal bir faktördür. Aksi takdirde gelip geçici bir spor etkinliği olarak kalır saygınlığınıza da zarar verirsiniz. 

Antalya Open turnuvasını gerçekleştirenlerin ellerine sağlık derken herkese nice Ramazan’lar ve Bayram’la birlikte esenlik, barış, itidal ve hoşluk dolu güzel günler dilerim. 


(*Öğrendiğime göre maalesef bizim oyuncular da diğerleri gibi son anda çime çıkacaklar. Çoğu sert zeminlerde turnuva kovalıyorlar. Yazık çok yazık.  Önlerine gelmiş bir nimeti tepiyorlar. Bir Çin atasözü der ki, "İşine saygı duymayan, saygıyı hak etmez".