Gerçekten kaliteli çekişmelere sahne olan maç hani neredeyse hiç yoktu. Evet, çekişme ve mücadele bazı maçlarda vardı ama olmaz böylesi diye ayağa fırladığımız ya da ağzımızı açık bırakan bir vuruşu ancak beşer setlik çift erkekler yarı finallerinde gördük. Hırvat Mektic/Pavic ile Kolombiyalı Cabal/Farah maçı gerçekten bir ziyafetti. Diğer yarı final maçı da (Ebden/Purcell(AUS) – Ram(ABD)/Salisbury(İNG) burada tenise olan yoksunluğu bir nebze olsun giderdi.

Kadınlarda Maria, Niemeier, Bouzkova, Tomljanovic, Anisimova, erkeklerde de Norrie, Garin, Fritz, Nakashima, Kubler gibi raketlerin bir Grand Slam’in çeyrek finalinden ötede işi yok. Onların işleri serseri mayınlık. İşte kanıtı… Öteye geçtikleri vakit rezil olup eleniyorlar. Kimse de dönüp bana Fritz’in mükemmel bir oyuncu olduğunu söylemesin… Evet çorak ABD dünyasından çıkan orta karar raketlerden belki de en iyisi. Ama bu başarı bir daha gerçekleşmeyecektir. Ve de unutmayın ki Nadal karnında iki kas yırtığı ile yendi onu! Bu seviyede bir oyuncunun karın kası yırtığı, değil bir Grand Slam çeyrek finalinde beş set dişe diş mücadele etmeye, servis atmasına bile izin vermez!

Sırp şampiyonun yarı finalde karşısına gelen Norrie ise onun için bir şakadan ileri gitmedi. İngiliz Norrie'nin, izleyicilerin tümünü ardına alarak 6-2 kazandığı birinci set saçmalığından sonra gerisi çorap söküğü gibi gitti (6-3, 6-2, 6-4). Tenis medyasında bu karşılaşma için “lolly-pop semi” ifadesi kullanıldı. Sırp hiç bir puanda kendini sıkmadı. Adeta umursamazdı… Tenis camiasının en antipatik ve sevilmeyen hakemi olan Fergus Murphy’nin yanlış kararlarını bile sorgulamadı. Orta karar bir antrenman yaptı. Belki de final maçında izleyicileri yanına çekmek için sempatik görülmek istedi!

Nadal’ın sakatlığı üzücü. Ama onu yakından izleyen herkes için beklenmeyen bir şey değildi. Toprağın Kralı maalesef sürekli sakatlıklarla boğuşuyor. Dört büyük turnuvayı aynı yılın içinde (Grand Slam) kazanamayacak. Umarım bundan sonraki büyük turnuva olan ABD Açık’a kadar sağlığına kavuşur.

Onun yerine finalde tenisin aykırı çocuğu Avustralyalı Kyrgios olacak. Tek erkeklerde Kyrgios ilk Grand Slam şampiyonluğuna doğru gidiyor. Tüm olumsuzluklarına rağmen bu adamı izlemek için izleyicilerin birbirlerini yediği yegâne tenisçi. Ama her aykırı insan gibi mimlendi… Haklı ya da haksız ATP tarafından sürekli ceza yiyor. Üstelik aynı hareketi yapanlar üç-beş bin dolarla sıyrılırken ona verilen cezalar 30 hatta 50 bini buluyor. ATP ve ITF gibi kuruluşlar her komuta uyan androidler istiyor. Sanki bir oyunu değil de garnizon yönetiyorlar.

Kyrgios şampiyon olursa kimse şaşmasın. Yeter ki ileri geçip şova başlamasın. Djokovic’in en tehlikeli olduğu zaman süreci işte o zaman! Kyrgios’un yaptığı vuruşlar sadece kendisine ait…Başka kimse yapamıyor. Üstelik Kyrgios, Djokovic’i karşılaştıkları iki maçta da yenmiş biri. Yani karşılaşmaya baştan boynu bükük çıkmayacak. Umarım final maçı beklentilerimizi yerine getirir.

Kadınlardaki durum ise pek farklı değil. Yarı final maçında Tunuslu Jabeur ile Alman Maria maçı tam bir rezaletti. Hani acemiler-mangası desek yanlış olmaz. Buralara gelmiş iki profesyonel raketin vole vurmasını bilmemesi kabul edilemez.

Diğer yarı finalde Kazak Rybakina 200km’yi aşan servisleriyle yılların Halep’ini bir kez kırınca fazla zorlanmadan 6-3’lük iki setle geçti. Halep için bundan sonrası çok zor olacak zira gittikçe güç egemen oluyor kadın tenisine. Küçük fiziği bir müddet sonra zorlanmaya başlıyor.

Kısacası tatsız tuzsuz bir turnuva oluyor koca Wimbledon. İngilizler eğer at-gözlükleri takmamışlarsa aldıkları kararların ne denli yanlış olduğunu görmüşlerdir. Güya yasakladıkları Rus ve Belarus’lu raketlerin her biri bu robotik çağda tenis için birer artı değer. Hele Medvedev ile Rublev’i izlemek bir zevk. Adamlar dünya 1 numarasına turnuvayı yasakladılar. Yazarken bile bu saçmalığa gülüyorsunuz! Hele kadınlarda Sabalenka, Azarenka ve Pavlyuchenkova gibi raketlerin olmaması meydanı Maria’lara bırakıyor!

Başta kadınlar ve erkeklerin çift finallerini, sonra da tek erkekler finalini izleyin. Tek kadınlar finali için pek detaylı bir yorum yapamayacağım… Rybakina bana göre ağır-basıyor.

Esenlik ve neşe dolu bir bayram dilerim.