Taipei’li Hsieh kısa bir süre öncesine kadar kadınların 1 numarası olan Alman Kerber karşısında öyle bir oyun oynadı ki sabahın köründe kalkıp izlediğime değmesi bir yana ağzım bir karış açık kaldı. Oynadığı her puan taktiksel bir şaheser. Her bir vuruşunun altında mantık vardı. Emin olun bu olgu maçın son anına kadar da sürdü. Yitirdiği puanlarda bile bu gerçek değişmedi. 


Bir Alman Panzerinin dayanıklılığında ve gücünde olan Kerber’i tek kelimeyle perişan etti. Bu kadın/kızcağız hiçbir şeyden de çekinmiyor. En olmadık yerde aniden topu dikiveriyor. Bir kere nereye vuracağını önceden kestiremiyorsunuz çünkü raketini hem sağdan hem soldan son ana kadar açmıyor. Kerber her yolu denedi. Defansta kalıp onu öne çekmeye çalıştı olmadı. Baskı kurup domineetmeye çalıştı…Bir köşeden diğerine savurdu. Yine olmadı. İkinci setin başarında Alman raket baktı ki her şey ama her şey rakibinin lehinde önce onu alkışlamaya başladı. Ama öyle olmadık vuruşlar gelmeye başladı ki alkışı bırakıp gülmeye başladı. İnanmayacaksınız ama maçın tekrarını izleyin göreceksiniz. Sizler de “olmaz bu kadar” deyip gülmeden yapamayacaksınız. Ben sabahın altısında “yok artık” diyordum.  


Ama Alman raket kurt! Bir kez inanılmaz sebatkâr ve dayanıklı. Umudunu hiç yitirmiyor ve maçı bırakmıyor. Başka biri olsa çoktan halkayı yemiş soyunma odasına gitmişti. Öyle Hsieh’in yanında gitti maç. 


Alman ikinci setin ortalarından sonra baktı ki tek bir çare kaldı. Başladı topu oyunda tutup, kısa uzun, sağ sol karıştırarak rakibini ambale ederek fiziksel direncini kırmaya.Ve başarıya ulaştı sonunda. Tükenişlik sanki yavaş yavaş kendisini hissettirmeye başlamış, Taipei’li raketin servisleri yumuşamaya, sadece smaçları değil attığı normal toplar da avuta çıkmaya başlamıştı. 64, 57’lik bir skorla son sete gelindiğinde iki saat bitmek üzereydi.


Son sette anlaşılan Hsieh için perde kapanıyordu. Hem de hızla. Artık şansı da yaver gitmiyordu. Bir tırnak içeri düşen toplar, şimdi bir tırnak dışarı düşüyordu.Tükenmişti. Bu sefer gülen kendisiydi. Kaderine acı acı gülüyordu. Son kozlarını oynamaya çalıştı ama çare olmadı. Alman artık maça sahip olduğunu anlamış emin adımlarla sonuca gitti (62). 


Şapka çıkarmak lazım Kerber’e. Sebat, sabır, süreklilik (3S). Hepsi vardı kızda. Her iki raketi de alkışlamak gerek. Limitlerinin sonuna kadar gittiler.


Kadınlar kategorisinde son 16’da iki uzak-doğulu raket var. Erkeklerde de Koreli Chung çeyrek-finali arayacak Djokovic önünde. Evet çekik-gözlüler geliyor. Bu kesin. Onları 2018 yılında çok göreceğiz anlaşılan.


Sabahın esas beklenilen maçı ise umutları boşa çıkardı. İtalyan Aygırı Fognini yine herkezi şaşırtmaktan geri kalmadı. “Dünya umurumda değil” havasında bomboş bir oyun oynadı. Konsantrasyonu sıfır. Formunun zirvesinde olan Berdych’te onu hiç oyuna sokmadı. Benzer durum kadınların diğer maçında vardı. Keys Fransız Garciakarşısında kolay bir yengi aldı.


Şimdi sıra İsviçreli Maestro’da idi. Federer’i her izlediğimde aynı duyguya kapılıyorum. Bir oyun bu denli kolaylaştırılabilir mi? Beklenmedik bir rakip vardı karşısında . Macar FucsovicsBu tip oyuncular her büyük turnuvada çıkıyor. Sonra da onları bir daha gören olmuyor. Bu da öyle. 25 yaşında. Burada yaptığı aşama ile büyük bir olasılıkla 60’lar civarına çıkacak. Bu şimdiye kadar sıralamada çıktığı en yüksek yer olacak. Sıkılıp izlemeyi bıraktığımda haşmetmeabları ilk iki seti almış sıkı bir antrenman yapıyordu. 

İyi haftalar, hoşkalınız.