Maalesef tenisin yavanı çekilmiyor. Hele ki bu spor yaşamınıza yol göstermiş olduğu için ona benzersiz bir sevdayla bağlı olduğunuzdan tan ağırana kadar uykusuz kalıp izlemeye çalışıyorsanız bu yavanlık daha da çekilmez oluyor.

ABD Açık’tan bahsediyorum tabii ki. Bir haftaya yakındır izlediğim onca maç içerisinde değinecek çok az karşılaşma oldu. Üstelik erkek ya da kadın ayırımını pek yapmadan. “Pek” diyorum zira erkeklerde hiç olmazsa Alcaraz ve Kyrgios var. Yoksa al birini vur ötekine.

Serena’yı ona sevdamızdan ve saygımızdan kusur etmeden izledik. Ne ilk ne de ikinci turda kenara bir not alabildim. Dünya ikincisi olmuş Estonya’lı Kontaveit onca tecrübesiyle rakibinin zayıf yanlarını bilmiyor ve hala onun istediği oyunu oynuyorsa bizler ne yazalım ki? Rakibin fiziği yetersiz, uzun zamandır maç eksiği var ve öne koşamadığı dünya alemce biliniyor. Sen ona tüm maç boyu tek bir drop shot atamazsan bu maçı kaybetmeye mahkum değil misin? Bu kadar basit. (Bu akşam oynanacak Murray-Berrettini maçı da bunun bir benzeri olabilir ama Berrettini uyanıktır tuzağa düşmez!).

Keza komşunun kızı Sakkari ise şiddetten muzdarip! İlla topa öyle bir vuracak ki karşı duvarda izi kalacak! Yaptığı basit hataları jünyorlarda bile affetmezler. Slice’dan başka hiçbir silahı olmayan bir rakibin toplarına sen bitip tükenmeden spin vurmaya çalışırsan o ihtiyacın olan puanları çok ararsın. Yahu yerden bile zor kalkan topa nasıl spin vurulur ki! Hadi algılama güçlüğün var, gözlerin de mi görmüyor? Rakibi dışarı atmış, voleye gelmişsin… Dokunsan top puan olacak. Ama sen öyle bir şiddet meraklısısın ki topu hani neredeyse Central Park’ta* bulacaklar! Bu nedenden dolayı da yıllardır saygın bir raket olamadın. Banliyö şampiyonluklarıyla avunuyorsun!

Halep, Krejcikova, Sakkari, Raducanu, Fernandez, Kasatkina, Badosa, Rybakina, Teichmann, Haddad Maia, Siniakova, Stephens, Ostapenko… Bu saydıklarımın hepsi ya bir grand-slam, ya WTA’1000 ya da olimpiyat kazanmış raketlerdir. New York’a veda ettiler. İzlediğim kadarıyla onları izleyecek bir dolu şampiyon raket daha geliyor!

Erkeklerde ise elenenler arasında Tsitsipas, Bautista-Agut, Auger-Aliassime, Wawrinka, Fritz, Hurkacz, Dimitrov, Coric başlıcaları.

Biraz önce erkeklerde Alcaraz ve Kyrgios’a değinmiştim. Onların maçları zevkli ve izlediğimiz diğer karşılaşmalara nazaran çok daha üst seviyede geçiyor. Üstelik Kyrgios’ta kesin “olay” var !

Kyrgios-Kokkinakis ile Gaston-Musetti arasındaki çiftler müsabakası ise 4 günden bu yana şahit olduğum en kaliteli karşılaşmaydı. 4-6, 6-3, 6-4 Avustralyalılar kazandı. Ve inanılacak gibi değil ama Kyrgios’tan kaynaklanan tek bir aykırı hareket olmadı! Turnuvadaki hatta tenis dünyasındaki en yetenekli raket desek çok tepki almayacağımız bu genç adamın sanki kendisiyle zoru var. Ne denli çirkinleşebildiğine bir şahit olsa belki değişecektir diye düşünmeden edemiyorum!

Yine de şunu bilelim ki başta tenis ve tüm sporlar yıldızlarla güzelleşiyor. Onlar olmazsa spor sahalarında izleyeceklerimiz sadece androidlerdir. Kyrgios gibilerini gömmeden bunun bilincinde olunmasının yararı var.

Keza kadınlarda Gauff sürekli üzerine koyarak geliyor. Hem oyunu olgunlaştı hem felsefesi. Verdiği beyanatlar fevkalade olumlu.

Bir tahmin yapmak için henüz turnuva çok genç. Daha turlar bile bitmedi… Çeyrek finallere gelindiğinde işimiz daha kolaylaşacak.

Ama gönlüm kadınlarda Swiatek-Gauff, erkeklerde ise Nadal-Kyrgios finalinden yana.

Bakalım göreceğiz! Hoşkalınız.

*Central Park New York’un göbeğinde… Turnuvanın oynandığı Flushing Meadows ise 13 km merkezin dışındadır.