Tenis sporu son bir yıl içerisinde epey değişti. Gençler ağır-abilerden eskisi kadar çekinmiyor. Çıkıp sınırları zorluyorlar. Eski kavruklukları kalmadı. Bu doğrultuda tenis sporu da ivme katetti. Süratlendi, güçlendi. Vole ve drop-shot denilen  vuruşlar sığındıkları limanlardan enginlere açıldılar…Çoğunluk tarafından benimsenmek üzereler. Artık servis çizgisinin 3-4 metre gerisinden “Vur Allah vur” pek kalmadı. Drop-shot (kısa-top) atamayanlarla, vole de sudan çıkmış balığı andıranlara tenis dünyası yaşam hakkı tanımıyor. İşin mizahi yanını alırsak, bilhassa kadınlarda öyle kötü kısa top atanlar var ki hani neredeyse tribünlerden koşup yetişeceksiniz! Erkeklerde de vuracağı yönü hani neredeyse postayla bildirecek acullar var. Dikkat edin, ağır-abiler gençlerin karşısında yön tahminini sık sık beceriyorlar. Nadal-Pouille maçında çok yaşandı. Hepsini de İspanyol kazandı.

Doğal olarak ağır-abiler de bu deli-kanlılarla başedebilmek için kendi standartlarını zorladılar hatta birer vites eklendiler. Bu gelişime ayak uyduramayanlar ise silinip gitmeye mahkum.

 Maalesef bu gelişime tam olarak ayak uyduramayanlar arasında “toprağın kralı”da var. Dün akşam ki beş setlik yenilgisindeki başlıca nedenin altında sadece ve sadece yukarıdaki satırlarda sıraladıklarım yatmaktadır. Servisini değiştirmekle, arada bir voleye gelmekle bu işin olmayacağını verdiği beyanatlarla Tony Amca da anlamış durumda. İlerki turnuvalarda bambaşka bir Nadal görürsek hiç şaşmayalım. Ne denli başarılı olur artık onu bilemeyiz tabiî. Birlikte izleyeceğiz. Ama bir efsanenin camiadan körelerek gitmesini açıkcası gönlüm hiç arzu etmiyor. Hele bu isim nice badireler atlatmış Nadal olursa.

Aynı durum Berdych, Ferrer, İsner, Gasquet, Radwanska gibi raketleri de beklemektedir. Bu sporcular zaten aldıkları sonuçlarla hep ikinci seri raketler olarak algılanmıştır. Şimdi ise hiçliğe mahkumlardır. Göreceksiniz gençler bunları ilk 10, hatta 20’nin dışına iteceklerdir. Anımsanmayacaklardır bile… İnsanoğlu balık hafızalıdır. İzlediğimiz Amerika Açık'ta ve bundan sonraki turnuvalarda burada sizlere aktardıklarım kanıtlanacaktır. Bunu benimsemeyecek olanlar sahaya “spor” değil “skor” olarak bakan 'ham çökeleklerdir'!

Federer’i bu kritere sokmuyorum çünkü o her dönem kendini çağın gereksinimlerine adapte etti. Hatta öncesinden de algılıyor. Şimdiki yokluğunun sonunda da göreceksiniz yeni bir uygulamayla karşımıza çıkacaktır. Ancak ilerleyen yaş, eskiyen vücut, körelen kaslar doğal olarak negatif etkisini gösterecektir. Doğaya hangi canlı kafa tutabiliyor ki!

Dün akşam ne oldu derseniz Serena, Nishikori ve bilhassa Murray rakipleri Shvedova, Karlovic ve Dimitrov’u klas dışı bırakarak set vermeden geçtiler. Halep ve Wawrinka az yoruldular. 'Tandilin Kulesi' Del Potro, rakibi Thiem sakatlanınca Wawrinka karşısına iyice dinlenerek çıkacak. Radwanska/Konjuh maçı başlayana kadar ise benim uykum geldi!

Bugün için ilginç maçlar Wozniacki-Sevastova ve Pouille-Monfils olacaktır. Hoşkalın.