Grand-slam turnuvalarından önce okuyucuyu hep uyarırım : “Bu turnuvalarda ilk turlarda ‘olmazın olmadığı’ deyişi gerçeğe dönüşebilir sakın şaşırmayın !” Zira katılımcısı çok olan turnuvalarda hep bir serseri mayının oyunu tutar ve bir yıldızı saf dışı bırakabilir. Bunun yaşanmadığı bir turnuva ben şahsen hiç görmedim.

Dünkü “Yavan Tenis” yazımdaki serzenişim herhalde oyuncuların kulağına gitti ki sergiledikleri oyunlarla sabaha kadar gözümü kırpamadım.
Öncelikle Dünya 5 numarası Norveçli Ruud ile ABD’li Tommy Paul arasındaki maç her tenisseverin izlemesi gerekeceği mücadele ve klasa sahne oldu. Düşünün ki bu turnuvada alınacak sonuçlara göre Dünya 1 numarasına yerleşebilecek bir raket ile tüm kariyerinde herhangi bir grand-slam’de tek bir maç bile kazanamamış biri karşılaşıyor ve 5 set boyunca tam 4.5 saat izleyenleri mest ediyorlar. Evet Ruud fiziksel üstünlüğü ile son seti halkalayarak bitirdi (7-6, 6-7, 7-6, 5-7, 6-0). Mesaj açıktı : “Tahminlerde bulunurken beni soyutlamayın!” Gerçekten ABD’li raketin son sette kıpırdıyacak hali kalmamışken Norveçli sanki yeni başlamış gibiydi! Şimdi Ruud, Fransız Moutet ile karşılaşacak…Onun için “kolay çamaşır” !
Berrettini-Murray maçı da izleyicileri doyurdu. Murray beklenildiği gibi rakibini bir köşeden diğerine, bir kısa bir uzun toplar atarak bozmaya ve yormaya çalıştı. Sakatlıktan yeni çıkan İtalyan başta biraz çabaladıysa da sonrasında hiç temposunu bozmadı. Israrla topları kovaladı ve başarılı olmaya başladı (2-0). Bizler maçın üç sette biteceğini düşünürken Murray yaşama döndü ve üçüncü seti alıverdi (2-1). Ardındaki sette de uzun süre kafa kafaya oynadı. Ama yetmedi ve taktiğini uygularken kendi tükendi. Berrettini sakatlıktan dönüp formunu bulmaya başladığını gösterdi (6-4, 6-4, 6-7, 6-3). Şimdi karşısında tam bir “sülük” var. Maazallah İspanyol Fokina yapıştı mı bırakmayan bir raket!

Kadınlarda izlediğim ilk maç 18 yaşındaki ABD’li Gauff ile vatandaşı Keys arasındaydı. Genel kanı Keys’in üstünlüğüne şahit olunacağı yolundaydı. Halbuki Gauff fevkalade bir yetenek. Mental olarak ta kendisini süratle geliştiriyor. Gerçekten bu kızcağız hep üzerine koyuyor. İlk iki puandan sonra hiç ardına bakmadı ve Keys’i resmen sürklase etti (6-2, 6-3). Şimdi karşında Shuai Zheng var ki Çinli raketlerin en tecrübelisi ve herhalde en akıllısı…Onu da izlemek zevkli. İyi bir maç olacağını ama Gauff’un çeyrek-finalde yerine alacağına inanıyorum. 
Sonra Serena ile Avustralyalı Ajla Tomljanovic arz-ı endam ettiler. Yaşayan bir efsane, belki de tenis dünyasının en başarılısı ile, orta karar bir tenisçi olmaktan bir türlü kurtulamamış, başarılı olduğu maçları da bir türlü sonuçlandıramamakla bilinen fevkalade sempatik bir rakip. Birisi en iyi yaptığını beceremezken, öbürü bir türlü yapamadığını becerdi !  (7-5, 6-7, 6-1). 

Bir gazetemiz web sayfasında bu maçla ilgili haberini geçerken “… New York kentinde düzenlenen sezonun son Grand Slam tenis turnuvası tek kadınlar mücadelesinde, klasmanın 605. basamağındaki Serena Williams ile dünya 46 numarası Ajla Tomljanovic karşılaştı…” yazmış. Yanlış değil ama hiç şık da değil…Saygın bir gazeteye hiç yakışmamış!

Sabaha varırken Medvedev ile Çinli Wu korttaydı. İki saati bile bulmayan bir antrenman yaptı Rus raket (6-4, 6-2, 6-2). Buradaki şampiyonluğunu tekrarlamayı düşünen Medvedev kendi standardının çok altındaki rakiplerini öyle kolay geçiyor ki hakkında karar vermek zor! Şimdi karşısında çok dişli bir rakip var: Kyrgios. Aralarındaki maçlarda Avustralyalı 3-1 önde.

Şimdilik bu kadar. Hoş kalın.