Yıllar önce genç bir raket Dünya Jünyor Şampiyonu olduktan sonra profesyonellik için gerekecek ilk adımlarından birini İstanbul’da atmak istedi. Ancak puanları TED Open’ın ana-tablosuna girmeye yetmiyordu. Meneceri bir wild-card  ricasında bulundu. Teniste “Fransa’nın Mozart”ı olarak lanse edilen bu dünya şampiyonunun ricası kabul edildi.

Ancak o ilk turda yenildi ve aynı akşam Fransa’ya döndü. Yanlış anımsamıyorsam İstanbul’da bir gece bile geçirmedi. Sonrasında bir e-posta göndererek veda etmeden gidişinden özür diliyor ve kendisine yapılan bu kadirşinaslığı daima anımsayacağını söylüyordu. Tenis camiasında menfaatler epey ön plandadır… Verilen sözler çok çabuk buharlaşır! Ama o tıfıl çocuk şimdilerde oldu dünya 9 numarası Richard Gasquet.

Gasquet’in dünkü rakibi saha içerisinde olduğu kadar saha dışında da ödüle doymayan ve pek rahatlıkla tenis dünyasının gelmiş geçmiş en büyük sporcusu kabul edilebilecek Haşmetmeabları Roger Federer idi.  İsviçre’li tenis ilahı bir gün önce üç ödül birden aldı:

1) Tenis camiasının en prestijli markalarından “Stefan Edberg Sportmenlik Ödülüne” üstüste yedince kez ulaştı.

2) ATPWorldTour.com izleyicilerinin en sevdiği raket ödülünü üstüste onbirinci kez aldı.
3) “Arthur Ashe Hayırseverlik Ödülünü” insanlık ve Afrika ile İsviçre’de çocukların gelişimi için yaptığı çalışmalar dolayısıyla 2006’dan sonra ikinci kez aldı.

Daha önceki maçında Djokovic’e yenilen Federer için kazanmaktan başka çıkar yol yoktu. Her ne kadar yenilmiş bile olsa şu ana kadar her şey onun için yolunda gidiyor. Servisleri tutuyor… Bol bol ace atıyor. Voleye geliyor ve puanları istediği gibi kısa sürede bitirebiliyor. Ama backhand’i hala alarm veriyor… Bir kaç vuruştan sonra genellikle hata yapıyor. Rakipleri de bunu bildikleri için forehand’ine vurarak sahayı açıyor sonra da zayıf halkaya doğru yükleniyorlar.

İstatistikler İsviçreli'nin Fransız'a karşı 10-2 ileride olduğunu gösterse de, her maç korakor cereyan etmiştir. Fransız raket tenis dünyasının en iyi tek elli backhand’lerinden biri. Ancak her iki sette de rakibinin servisini erkence kırınca güveni de yerine geldi ve maçı hiçbir anında tehlikeye sokmadan 64 ve 63’lük setlerle 1 saat 40 dakikada bitirdi.

İkinci maçta ise Djokovic Del Potro önünde inanılmaz bir servis yüzdesiyle oynadı. Koskoca ilk set boyunca kendi servisinde sadece 6 puan yitirdi. Rakibinin basit hatalarıyla da ilk seti aldı götürdü (63). İkinci sette Arjantinli daha iyi oynamaya servisleri tutmaya başladı. Arka çizgiye yaklaşarak rakibinin açılarını daralttı. Setlerde eşitlik sağlandı (36). Üçüncü sette bu kez taktik değiştiren Sırp raket oldu…Sürekli fileye hücum edip rakibini passing-shot atmaya zorladı. Del Potro açıkçası bunda başarılı olamadı ve perde Djokovic lehine 63 kapandı.

Sırp raket hem bu skorla hem de Federer’in Gasquet’yi yenmesiyle yarı-finallere çıkmayı garantiledi. Bu gruptan çıkacak ikinci tenisçi Federer-Del Potro arasında Cumartesi oynanacak maç sonunda belli olacak. Kazanan çıkacak. Diğer grupta ise Nadal’ın çıkması kesin. Ama diğer aday için senaryolar çok fazla! Hoşcakalınız.