Evvelki yazımda size bir damla nefesin öneminden bahsetmiş Kanuni Sultan Süleyman’a atfedilen bir deyişi yazmıştım: Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhât gibi!

Dün akşam elime Nef Şirketinin manifestosu geçti. Konumuzla bu denli ilintili olabilir. Dolayısıyla aşağıda bir alıntı yapıyorum. Böyle bir manifestoya sahip bir şirketin adını yazmamak benim etik anlayışıma sığmaz. İsterse reklam yapıyor desinler… Yazarın eline, koluna beynine sağlık.

“Hayatta hiçbir şey vazgeçilmez değildir. Tek bir şey hariç… NEFES. Nefese olan bağlılığımız doğduğumuz anda başlıyor, son anımıza kadar da yaşamımızın vazgeçilmezi oluyor. Aldığımız her nefes bir yeniden doğuş, bir mucize aslında… Aldığımız her nefes bir mucizeyse, neden daha iyi olmasın?”

Evet spor, dün yazdığım gibi pozitif bir elementtir. Hep iyiye, güzele, ileriye, gelişmeye açar insanı. Aldığımız her nefes gibi! Yaşadığımız iğrenç salgından sakınmak için başlıca panzehiriniz sağlığınızın gücüdür… Bunu da sağlamak için siz siz olun spor yapın. Ama doğru sporu, doğru yapın.

Yine Fransa’ya gelirsek kadınlarda kupa 19’luk Polonyalı Swiatek’in eline çok yakıştı. Rakibi Avustralya Açık şampiyonu Kenin’i 84 dakikada derdest etti. Ancak Kenin gerçekten sakattı. O neredeyse her turda 3 setlik maçlar oynarken Swiatek rakiplerine set bile vermiyordu! Kasığındaki sakatlık ikinci turdan bu yana var. Dün ikinci sette bir ara servise bile kalkamıyordu.

Nadal hayranı olan Swiatek’in başlıca hedefi idolü kadar sürekliliğe sahip olmak. Caz ve 90’ların rock gruplarını dinlemeyi seviyor. Okulda en favori dersi matematikmiş! Roland Garros’da ilk turdan itibaren telefonunu kapatabilecek kadar disiplinli. Zaten size yaşından fevkalade olgun diye bahsetmiştim.

Sürekli bir spor psikologu ile seyahat ediyor… “Beni daha olgunlaştırdı... Spor hakkından çok bilgim var. Psikoloji hakkında da çok bilgim oldu. Ve sonuçta olayları ve olası açmazları daha net algılayabilip, onlarla yüzleşebiliyorum.” diyor. 19 yaşında böyle bir durum değerlendirmesi yapabilen bir insan, gelişmeye ne denli açık olacaktır düşünebiliyor musunuz?

Umarım her zeminde bu başarıyı gösterip tenisin efsaneleri arasında yer alır. Ama rekabet çok güçlü olacaktır: Başta Ashleigh Barty, Andreescu, Kenin var. Halep, Muguruza ve Pliskova’yı da unutmayalım. Gayya kuyusu gibi.

Bugün erkekler finalinde sahaya Nadal ile Djokovic çıkacak. Nadal’ı Roland Garros finalinde şimdiye kadar kimse yenemedi. Kort dahil fiziki şartlar onun yanında. Onun sevdiği gibi top daha fazla sıçrayacaktır. Ayrıca, ne denli fit olursa olsun Djokovic bundan önceki iki maçını 4 ve 5 sette kazanabildi. Öbürü ise dümdüz geldi. Üstelik Sırp raket, Nadal’ın karşısında diğer maçlarındaki pandomimini(!) oynayamayacaktır.

Amma velakin Nole bu… En olmadık zamanda en olmadıkları gerçekleştirebiliyor. Yeter ki kafası yerinde olsun. Şüphesiz iki tur öncesine kadar tenis camiasının en komple ve formda raketiydi. Hem de rakiplerinden en az iki gömlek üstün görünerek. Bakalım izleyip göreceğiz.

Nefesiniz bol, gönlünüz esen olsun!