Dünya Tenis tarihinde ilk kez grand-slam turnuvası kazanmış iki tenisci bir başka grand-slam turnuvasının ilk turunda Wimbledon’a kadar “aurevoir” dedi ! (“Aurevoir” sözlük anlamı “tekrar görüşebilene kadar iyi günler”).


Evet, önceki bazı yazılarımda bu yıl “bizleri çok sürprizler bekliyor…Gençlere güven geldi, artık bunları bizler de yenebiliriz” diyebiliyorlar ifadesini kullanmıştım. Bu iddiam Paris’te kendisini sağlama aldı. Erkeklerde dünya üçüncüsü Wawrinka, kadınlarda önce Na Li, sonra da Serena Williams elendiler. Wawrinka dengesiz bir oyuncu olduğu için pek te büyük bir sürpriz olmadı benim için. Ama kadınlarda dünya 1 ve 2 numaralarının daha merhaba bile demeden peş peşe yenilmeleri sürprizden öte adeta bir şok oldu.


Bu yenilgilerin bir özrü de yok. Rakipleri her üç yıldızı da adeta evire çevire yendi. Gerek Li gerekse Williams’ın rakipleri henüz 20-21 yaşlarında.


Ağır-abi ve ablaları yenmenin yegane yolu onları oyuna sokmamakta geçiyor. Bu da ancak topları onların üzerine vurarak onların oyunu kontrolleri altına almalarını önlemekle gerçekleşebiliyor. İşte her iki kızcağız da aynen böyle yaptılar.Toplar yerden tam kalkmadan erkenden reaksiyon gösterdiler. Vurdukları ilk topların çoğu rakiplerinin üzerine gitti. Onlar topları ancak çıkarmakla uğraşıp dengelerini toplayamamışken bir sonraki toplar çizgileri buldu. İşte küçüklerin büyüklere karşı şimdiye kadar uygulayamadıkları bir sistem de başarılı oldukları oyun tarzını sabırla bıkıp usanmadan sürdürmek. Yani süreklilik. Bu kez bunu gerçekleştirdiler ve o ablalarına tam anlamıyla perişanları oynattılar. Rüzgar filan diyorlar. Es geçiniz. Gençler oynadılar ve kazandılar.


Üstelik Na Li’yi yenen Fransız Mladenovic başarının yabancısı değil. Çinli’nin Roland Garros Şampiyonu olduğu yıl o da partneri Daniel Nestor ile birlikte karışıklar şampiyonu olmuştu. Maçtan sonraki basın toplantısında “baştan itibaren Li’nin zayıf forehand’ine yüklenip hareket serbestiyesi vermemeye kararlıydım”diyebilecek kadar da kendinden emin. 

 

Şimdi kadınlarda meydan Sharapova’ya kaldı görüntüsü veriyor. Ama şahsi kanaatim Paris’in ona da yâr olmayacağı. Bu yıl Roland Garros’u ağır-ablalardan başka biri kazanacak ve tenis bilhassa kadınlarda bundan böyle eskisi gibi olmayacak. Ohh diyorum !


Yağmur izin verirse gelecek günlerde görüşmek üzere hoş kalınız.