Dün (bugün sabah) izlediğimiz maçlardan sonra ben şahsen onları çok arıyorum. Nole, Barty ve hele ki Federer’i (ve tabii ki Nadal’ı). Onlar tenise bir zerafet, bir klas katıyorlardı. Şimdilerde korttaki mücadelelere laf yok… Ancak kalite sıfır.

Swiatek ile Pegula karşılaşmasında anımsanacak minnacık bile bir anekdot yoktu. Dikkatimi çeken yegâne olay Polonyalının maç boyu raketlerini çektirmeye göndermesiydi! Bir Grand Slam çeyrek finali oynayabilecek oyuncular bu denli basit hata yapabillir mi? Bu denli kötü servis atan iki oyuncu buralara nasıl gelebilir?

“ABD Açık” için sözün özü: “Baştan bugüne tesadüflerin bir araya geldiği bir turnuva.”

Rublev’in Tiafoe önünde izleyicilere rağmen galebe çalacağını tahmin ediyordum. Yanılmışım… Üç sette kaybetti (6-7,6-7,4-6). ABD’li raket gerçekten bu inanılmaz formunu daha ne kadar sürdürebilecek? Şimdiye kadar oynadığı maçlarda Nadal hariç kimseye tek set vermedi. Şimdi önünde çok zorlu iki maç daha var. Önce Alcaraz sonra da Khachanov ile Ruud’un galipleri gelebilecek karşısına. Ama yine de “Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek lazım”… Delikanlı çok açık sözlü: İzleyicilere “iki maç daha burada olun” dedi!

Ben biraz eski kafalıyım. İzleyicilerin sirk maymunu gibi tribünlerde hoplayıp sıçramalarını garip karşılıyorum. Tabii bunun başlıca nedeni de büfelerde satılan alkol… Hele ki ABD’deki spor karşılaşmalarında alkol ve fast-food servisi maçlardan saatler öncesi başlıyor kort dışındaki büfelerde.

Belki de en ferdisi tenis olmak üzere hiçbir spora kafatasçılığı, milliyetçiliği yakıştıramıyorum. Bir ağızdan ulusal marş söyleyip biter bitmez rakibe en galiz hakaretlerle saldırılmasını çok aşağılık buluyorum. Kendi komplekslerini sahalardaki sporcular üzerinden gidermeye çalışan bazı zavallıların bir türlü anlamak istemedikleri; rakipler olmasa onların da olmayacağı, o rakipler sayesinde oyunların daha iyi oynanılmaya çalışıldığıdır. Bu gerçek hiçbir sporda değişmez. Teniste de böyle, futbolda da. Rakipleri sevin de demiyorum ama hiç olmazsa saygı gösterin ve yaratıklar gibi davranmayın!

Belaruslu Sabalenka, Pliskova karşısında hiç beklemediği kadar kolay bir maç aldı. Hele ilk set Çekyalı raket sanki kortta değil de “Central Park”ta geziye çıkmış gibiydi! İkinci sette biraz toparlandı, diğeri de kolayca götürdüğü maçın rehavetiyle sallaparti oynamaya başlayınca maç biraz zevklendi. Sabalenka’nın hem fiziksel hem de moralman pekiştirdiği özgüveni mücadelenin eşitlenmesine izin vermedi (6-1,7-6).

Gecenin (sabahın) maçı Alcaraz-Sinner arasındaydı. Açıkcası Sinner alabileceği bir maçı yitirdi. İspanyol çok yanlı oyununu, üstün fiziği ve inadıyla birleştirip dördüncü seti adeta rakibinin avucundan alınca, beşinci saate giren maçın karar setini çok kolay aldı (6-3,6-7,6-7,7-5,6-3). Alcaraz beşer setlik çok zor iki maç oynayarak geliyor Tiafoe karşısına…Umarım iki gün toparlanmasına yeterli olur.

Bugün (Perşembe) kadınlar yarı finalleri var. Maalesef bizim saatimizle gecemizi Cuma’ya bağlayan sabaha karşı 02:00’de başlıyorlar. Önce sürpriz Fransız Garcia ile Tunuslu Jabeur korta çıkacak. Herkes Fransız’dan bir sürpriz daha bekleyecek ama şahsi kanaatim daha oturmuş bir görüntü veren Jabeur’ün baştan itibaren agresif davranıp oyunu çabuk bitirmeye çalışacağıdır. Kadın dünyasının en hızlı servisine (220km) ve uzun zamandır çiftlerde mücadele etmiş olmasının etkisiyle mükemmel bir volesi olan Garcia’yı oyuna sokarsa bu maç çorap söküğü gibi gider!

Ardından esas ablalar sahneye çıkacak: Dünya 1 ve 2 (6)* numaraları Swiatek ile Belaruslu Sabalenka. İkisi de dinlenmeden kortta olacaklar. Toprak kort olsa Polonyalı kesin favori derdim ama son maçlardaki formu ve inanılmaz gücüyle (214km ile dünyanın ikinci en hızlı servisini atıyor bu kadın) Sabalenka onu çok zorlayacak ve oyunu domine etmesine izin vermemeye çalışacaktır. Swiatek kontrolü ele alamayınca sinirlenip basit hatalara çanak açıyor.

Çift erkekler yarı finallerindeki 4 takımda ustalardan oluşuyor. Bu maçlar bizim saatimizle bugün saat 19:00’da başlıyor. Şiddetle öneririm izlemenizi.

İyi gecelerinize günaydın derim!

*Yakın zamana kadar bunlar birinci ve ikinciydi. Belaruslu yılbaşında hafif bir düşüş yaşadı. Şimdilerde toparlandı.