ABD Açık’ın en yıpratıcı yanı bilhassa bizim coğrafyamızda olanları sabahın 6’sına kadar ayakta tutması ! Ne yazlık kaldı, ne deniz, ne yemek. Günü zombi gibi geçiriyorsunuz. Üstüne antipatik bir hastalık da eklenince hiç hoş olmuyor.

ABD Açık bu yıl seri başlarını adeta öğüttü. Bu yazının yazıldığı saatlerde henüz 3 tur maçları oynanıyordu ve erkeklerde 16, kadınlarda ise 20 seri başı elenmişti ! Her birinde toplamda kaç seri başı var diye sorarsanız bunun yanıtı 32’dir.

Hani tüm bunlardan sonra aklınızda kalitesiyle ortaya çıkan bir maç kaldı mı diye soracak olursanız; Erkeklerde Rublev-Dimitrov, Coric-Zverev, Thiem-Mannarino. Kadınlarda ise Vandeweghe-Riske, Wozniacki-Makarova ve Stephens-Cibulkova maçlarını sayabilirim.

Evet, çok çekişmeli maçlar vardı. Ama standartları hiç yüksek değildi. Aynı minik dev Schwartzman’ın 2014 ABD Açık şampiyonu 5 no.lu seri başı Cilic’i elemesi gibi. Müthiş bir çekişme ama aklıda kalan tek puan yok. Çoğu tenis yorumcusunun hayretle karşıladığı bu sonuç hiç şaşırtıcı olmasın. Size Schwartzman’ı anımsatayım : 2015 İstanbul’unda yarı-finalist (Federer’i zorlamıştı), 2016’da ise şampiyon oldu. Bu minik Arjantinli için yapılan yorumların bazılarını sizlere aktarayım :

- Bu boy (1.71) ile devlerin arasında cüce kalır, hiçbir yere gidemez.
- İlk 30’dan yukarısını hayatta göremez.
- Voleye gelmese daha iyi olur, zira bu boyla kimse onu fileden göremez!
- Sadece koşuyor!

Sonuçta bu genç adam ABD Açık’ta hala mücadele ediyor ve sıralamadaki yeri şimdiki sonuçla 25’ler civarında olur. Bundan sonraki rakipleri dişine göre. Yani yarı-finale göz kırpıyor. Daha da iddialı olarak sizlere şunu söyleyebilirim. Eğer bu adam şimdiki rakibi Fransız Pouille’i (20) geçerse kendisini finalde görmeniz olasıdır. Şimdi olmasa bile yakın gelecekte bu çocuk ilk 10’a yaklaşacaktır. Göreceğiz.

Maria Sharapova’yı sevmeyen ne çok insan varmış meğer. Bir dokundum, bin övgü aldım! “Daha da yaz, buna az bile” diyenler bile çıktı. İkinci turda saf dışı kalan Wozniacki’nin söylemleri de buna tuz biber ekti: “…Dünya sıralamasında 5. sırada olan bir sporcu maçlarını 5. kortta ve gece 11:00’de oynamak zorunda bırakılırken, dopingden suçlu bulunmuş biri (üstelik sıralamada 146.sıradayken) her maçını Arthur Ashe’de oynuyorsa burada bir iyi niyet eksikliği ve düzen bozukluğu var demektir.” Pek temiz diyemeyeceğimiz sporumuzun içerisinde bunu görebilen nice aydınla karşılaşmak inanın insana Bayram Armağanı gibi geliyor.

Kadınlarda tenis dünyasının hanımefendi raketlerinden ve çiçeği burnunda gelin ama rüküşlük timsali Agnieszka Radwanska ile kadınlarda son zamanların en komple tenisini oynayan ABD’li CoCo Vandeweghe karşılaştı. Sonuçta kazanan ABD’li raketin maçlarını merakla izliyorum. Bu kadar yetenekli birinin bu denli hislerine yenilmesini anlayamıyorum. Zaten agresif yapıdaki bu raket kendisine bir o kadar agresif Pat Cash’i antrenör olarak aldı. Cash’e rakiplerine karşı nasıl hazırlandıkları sorulduğunda : “Bizim bir “B” planımız yok. CoCo o denli güçlü ve komple ki gününde olunca karşısında kimse duramaz” dedi. Bugünün tenisinde böyle bir gerekçeye saplanmak ancak hırsı mantığını aşmış insanların yapacağı şey !

Yarın izlemenizi önereceğim maçlar:

(Erkeklerde)Pouille-Schwartzman.

Kadınlarda ise tüm maçlar çekişmeye aday. Başta Stephens-Goerges ve Kvitova-Muguruza. Sonra Venus Williams’ın Suarez-Navarro karşısında da pek rahat edemeyeceği aşikâr. Aralarındaki maçlarda ancak 4-3 ilerde. Ve Sevastova-Sharapova.

Bu arada İtalyan Aygırı lakaplı Fabio Fognini vatandaşına yenildiği ilk tur maçında İsveçli Çizgi Hakemine küfrettiği için tüm turnuvadan çıkarıldı. Aldığı para cezası ise 24.000 Dolar.

4. turda büyük bir olasılıkla Nadal ile mücadele edecek Ukraynalı Alexander Dolgopolov ise bundan önce oynanan bir turnuvada şike yaptığı gerekçesiyle soruşturma altına alındı.

Hoşkalınız.