Hafta başında Miami’den çok çekilen olduğundan bahseden karamsarca bir yazı kaleme almıştım. Dün sabaha karşı saat 05:30 gibi biten bir maç vardı ki tüm endişeleri boşa çıkardı. Çetin geçeceğini tahmin ediyordum ama böylesine inanın çok az rastlanır. Üç setlik bir maçın 3 saat 11 dakika sürmesi de onun için bir göstergedir esasen. Setleri sorarsanız 7-6, 6-7, 7-6. Tie-Break’ler ise 11/9, 9/11, 7/5. Abartmıyorum değil mi?

 

Evet, Roger Federer böylece bir destana daha imza atmış oldu. Rakibi “Nicholas Hilmy Kyrgios”  idi. “Next-Gen” (Gelecek Kuşak) diye sınıflandırılan yetenekli gençlerden biri.

 

Avustralyalı Kyrgios henüz 21 yaşında. Ama 1.93’lük bu delikanlı Miami ile birlikte ilk üç sıraya en büyük aday olduğunu kanıtladı. Hakikaten yetenek açısından Grigor Dimitrov’u bile gölgede bırakan Kyrgios, tenisin geleceği için fevkalade bir ışık. Kafasını da yavaş yavaş düzeltmeye başladı. Bu maçın en kritik anlarından birinde rakibinin servisi “ace” olduğu halde hakemler “aut” kararı verdi. Kyrgios kule hakemi Mohamed Lahyani’ye işaret ederek puanı rakibinin hanesine yazdırttı. Roger da küçük bir baş işaretiyle kendisine teşekkür etti.

 

Ekselansları aralarındaki 15 yaş farkını, onun diriliğini ve gücünü göz önüne alarak puanları kısa tutmaya çalıştı. Kortun içine girerek topları erken almaya ve 1-2 vuruşta puanı bitirmeye yöneldi. Başarılı da olmadı değil. Federer’in servislerinde oyunlar 40-0’la bir dakika civarında biterken, Kyrgios’un servis oyunlarının 5 dakikayı bile aştığı çok oldu. Tüm maç boyu insanı hayrete düşüren “yok artık bu da olmaz” ya da “nasıl bir tenis bu yahu” dedirten puanlar izledik. Tan bile ağarmaya başlamıştı ki “teniste son top bitmeden maç bitmez” söyleminin ne denli doğru olduğunu bir kez daha gördük.

 

Federer artık basit hataları arttırmış, yorgun ve konsantrasyonunu yitirmiş halde arap bacılar gibi söylenmeye başlamıştı ki Kyrgios kendi elleriyle gitti maçı teslim etti. Haşmetmeapları da altın tepside sunulan bu olanağı geri çevirmedi tabî.

 

Diğer yarı final maçı ise beklentilerin çok altında oldu. Nadal’a epey ters gelen müthiş yetenekli İtalyan Aygırı lakaplı Fabio Fognini hiç gününde değildi. Zaten Nadal’a karşı ilk seti çok farklı bir skorla verince oyuna tekrar girmek pek kolay değil. Siz ne denli isteseniz bile İspanyol Boğası sizi oyuna sokmamak için o müthiş gücü ve inadı ile elinden geleni yapacaktır. Fognini de ikinci sette oyuna girmek istedi. Şansı da yaver gitmedi gerçi.


3-3’te servis kırma aşamasında, ne denli yetenekli olduğunu sergilemek istercesine, bir drop-shot (kısa-top) attı. Topun gidişini arka plandan ağır çekilmiş filim gibi izledik… Filenin dibine içeri düşecek top aniden çıkan rüzgarla dışarı gitti. İtalyanın mimikleri oyundan artık ümit kesmenin zamanının geldiğini işaret ediyordu. Öyle de oldu.

 

Şimdi sırada “FEDAL 37. bölüm” var. Yani Federer ile Nadal 37. kez karşılaşacaklar. Nadal’ın 23-13’lük üstünlüğü var ama son üç karşılaşmalarının hepsini İsviçreli almış.


- Nadal burada oynadığı dört finalin hepsini kaybetmiş (2005, 2008, 2011, 2014).

- Federer ise 2005 ve 2006’da burada şampiyon olmuş. Miami’deki son şampiyonluğu ise şimdi koçu olan Ivan Ljubicic’e karşı.

- Bu yıl başından bu yana Nadal’ın oynadığı tüm maçlardaki istatistiği 19-4. Federer’in ise 18-1.
- Kim kazanır derseniz turnuvanın başından beri 9 saat 38 dakika sahada olan ve Kyrgios karşısındaki performansından sonra Federer’e 36 saatlik dinlenme yeterli olacaksa bu formuyla kesin şampiyon derim. Yedi saati biraz aşkın sahada kalan Nadal ise maçı uzatıp lehine çevirmek için oynayacaktır.
- Pazar günü bizim saatimizle 20:00’de oynanacak finalde izleyici faktörü İsviçreli lehine olacaktır ama Florida’da çoğunlukta olan Latin nüfusun da İspanyol’un arkasında olacağını unutmayalım.


Bugün Türkiye saatiyle 20:00’de kadınlar finali var. Britanyalı Johanna Konta ile Danimarkalı Caroline Wozniacki oynayacak. Konta hem oyunu hem de kafa yapısıyla ağır basıyor. Danimarkalı THY güzelinin avantajı ise iyi bir çıkış yakalamış olması ve şampiyonluklara aç olup tekrar kendisini kanıtlama ihtiyacı.

 

İyi bir hafta sonu dilerim. Hoş kalınız.