Öncelikle, Indian Wells turnuvasında Çinli kadınların (Hsieh-Peng) ve ABD’li erkeklerin (Bryan-Bryan) ise çiftler kategorisinde şampiyon olduklarını bildirelim.

Tek erkeklerde Novak Djokovic rakibi ABD’li John Isner ile yaptığı maçta kolayı zora soktu. İki sette bitebilecek maç ancak bu derece kötü bir tie-break oynayarak tehlikeye sokulabilir. Ama Isner orada bitti. Maç 7-5, 6-7 ve 6-1’lik skorla Djokovic'in oldu. Tenis standardı kadınlarınkinden pek farklı değilse de bu denli tek taraflı bir izleyici kitlesi önünde başarı sayılabilir. Isner ilk 10 içerisine istediği kadar girip çıksın; bu tenisi ile ilk beşin yakınına bile düşemez. Adamı izlemek bile işkence. Federer ise Dolgopolov mucizesine nokta koydu: 6-3, 6-1.

Final günü önce sahneye hanımlar çıktı. Dünya 3 numarası Polonyalı Agnieszka Radwanska ile 21 sıradaki İtalyan Flavia Pennetta. Çıkmalarıyla da inmeleri bir oldu. 32’lik İtalyan, ilk seti 6-2 aldı. İkinci sette de rakibinin sakatlığından da yararlanarak 4-1 öne geçti. Ancak İtalyan ne kadar taktiksel oynuyorsa diğeri o derece zorlanıyordu. Çok uzun bir süre Pennetta adeta hatasız oynadı. Zor koşan rakibini kısa uzun, sağ sol toplarla daha da yordu. Artık Polonyalı üst üste çift hatalar yaparak adeta rakibine “gel şu maçı bitir artık” diyordu! Ve sonunda Pennetta maçı 73 dakikada 6-2, 6-1’lik setlerle bitirerek şampiyon oldu.

Pennetta, bu turnuvada birincilik kupasını kaldıran ilk İtalyan raket. İşin en ilginç yanı geçirdiği bilek ve sırt ameliyatlarından sonra geçtiğimiz yıl tenisten emekli olmayı düşünen bir raketin iyi bir antrenörle ne derece kuvvetli geri dönebilmesidir. Bilmem anlatabiliyor muyum!?

Şimdi tenis ABD’nin batı kıyısından doğu kıyısına Miami’ye taşınıyor. Pek ümitli değilim, ama kadın tenisinin buradan aldığı ivmeyle biraz daha kaliteli maçlar sunmasını bekliyorum. Hoşkalın.