Bunca yıldır tenis izlerim Federer’in Nadal üzerinde böyle bir üstünlük kurduğuna şahit olmadım desem hiç ama hiç abartmış olmam. Bir saatin azıcık üzerinde bir sürede 6-2, 6-3’lük bir skor pek rastlanmış değil. Üstelik formda bir Nadal karşısında!
 
Ama İspanyol Boğası'nın yapacak hiç ama hiçbir şeyi yoktu. Ivan Ljubicic, Roger Federer’in koçluğunu üstlendiğinden bu yana bu adamda fevkalâde değişiklikler oldu. Dün bizim saatimizle sabahın dördünde bunlar biraz daha göz önüne çıktı. İnanmayacaksınız ama Nadal karşısında o yakın-geçmişte şahit olduğumuz sallantılı back-hand’inden soyutlanmış olarak bilhassa tek-vuruşlarla aldığı puanların sayısı saymakla bitmez.
 
İsviçreli’nin topu erken aldığı zaten bilinen bir üstünlük. Ancak artık daha da erken alıyor. Back-hand’i ile yakın geçmişe kadar sorun yaşadığını biliyoruz. Tüm rakipleri onun back-hand’ine yüklenerek hata yapmaya zorluyorlardı. İspanyol raket de maça öyle başladı. Ancak karşısında topu çizgilere hatta doksanlara plase eden bir rakip buldu. Öyle bir geliştirmiş ki back-hand’ini artık ondan güven duyuyor ve sadece topu çıkarmaya değil onunla puanı almaya yükleniyor.
 
Kısacası dün Nadal’ın yapabileceği hiçbir şey yoktu. Rakibine karşı zaten yetenekleri daha kısıtlı İspanyol raket, karşısında sağdan soldan çoğunlukla tek vuruşluk füzeler buldu. Bunların yanında Federer servisini de ya rakibinin üzerine vurdu ya da “T”ye yerleştirdi. Nadal’ın maç bitmeden topu bırakmadığını biliyoruz. Ama bu sabah ne denli ısrar ettiyse, ne denli sebatkâr davrandıysa yine umduğunu bulamadı… Haşmetmeab’ın sürekliliği ara vermedi.
 
Avustralya’nın huysuz çocuğu Nick Kyrgios ise psikolojik sorunlarından arınmış olduğu zamanlar ne denli yetenekli ve iyi bir tenisçi olabileceğini bu sabah bir kez daha gösterdi. Djokovic’i iki sette saf dışı bıraktı (64,76). Attığı servisler dünyanın en iyi karşılayıcısı kabul edilen Djokovic’i bile çaresiz bıraktı. Sadece güçlü değil iyi yere de plase ediyor bu çocuk servislerini. Ben onu futboldaki Sergen Yalçın’a benzetiyorum. Yaptıkları spor onlarla bir başka güzelleşiyor. İzleyici onları izlerken zevk alıyor. Zaten amaç da bu değil mi!
 
Tenis Federer ile doyumsuz bir “bale” ya da “vals”e dönüşüyorsa, Kyrgios ile de “rock” oluyor. Yarın onları birbirlerine karşı izleyebileceğiz…
 
Hoşkalın.