Benim için tenisin yüreği Roland Garros’tur. Kiremit tozunun üzerinde oynanılan tenisin zevki başka hiçbir zeminde yoktur. Bilhassa bu yıl  (yağmur müsaade ettiğince!) Paris tenisi sevenler için çok çekici olacağa benziyor. Buraya gelene kadar bilhassa tek-erkekler serisinde gözlemlediğimiz rekabet bizlere fevkalade bir tenis sunulacağını adeta müjdeliyor.

Ulusal tenisçimiz Çağla Büyükakçay Roland Garros elemelerini oynadı. İlk iki turu geçtikten sonra kariyerinde 21’ciliğe kadar ulaşabilmiş bir Kanadalı rakete 6-4, 6-4 yenilerek ana tablo oynama hakkını son anda yitirdi. Devam Çağla diyoruz. Çünkü bu kızcağız hiç şüphesiz Türk tenis tarihinin en başarılı kadın raketidir. Tenisin geldiği bu noktada onca rakiple başarıyla rekabet edebilmek, yılın 30-35 haftasında otel odalarında bavul içerisinde yaşarken, 137. sıralara erişebilmek ve bir WTA turnuvasında çeyrek final oynayabilmek, kendinizden, ailenizden, hatta kulübünüz ve federasyonunuzdan epey özveri bekler. Devam Çağla, devam Can.

Roland Garros’un bir numaralı favorisi şüphesiz “toprağın kralı” olarak kabul edilen Rafael “Rafa” Nadal Parera. Bir Grand-Slam turnuvasını dokuzuncu kez kazanan ilk profesyonel olmak arzusunda. Maçların 5 set üzerinden oynanması, Nadal’ın lehine olan başlıca faktör. Onu bu statüde yenebilen tek bir tenisci var...Maalesef sakatlıktan dolayı artık oynayamıyor: Robin Soderling.  Ama son turnuvalarda “Kral” için işler pek istediği gibi gitmiyor. Topraktaki son üç mücadelenin ikisinden yenik ayrıldı. Üstelik hemen ardındaki Djokovic’e de sekiz ayın içinde ki dört karşlaşmalarında da yenildi. Ayrıca her ikisi için de geçerli olan bir başka hakikat daha var. İkinci kategori yıldızlar olarak adlandırılan (Dimitrov, Raonic, Nişikori, vs.)   raketlere güven geldi. Artık “bunları bizler de yenebiliriz” diyebiliyorlar. 

Plase olarak en başta Djokovic’in adı geçiyor. Onun kazanamadığı yegane Grand-Slam turnuvası Roland Garros. Şampiyonluk halinde kariyerinde Grand-Slam (yani dört büyük turnuvayı da kazanabilmiş) yapabilmiş beşinci tenisçi olacak ve Nadal ile Federer klasmanına yükselecek (diğer ikisi Agassi ile Laver). Ülkesinin uğradığı afete Roma’da kazandığı tüm ödülü bağışlayan (578 bin Euro) bu özü-sözü doğru genç adam için bazı fiziki engeller de var.

Önce bileğinde sakatlıktan tam kurtulamamış olması… Sonra da özel yaşamı. Burada alacağı dereceye göre tekrar 1 numarayı yükselebilme olasılığı da bir başka stres faktörü. Bu iyi insanın emellerini gerçekleştirebilmesine sevinirim.

Kadınlarda ise Serena Williams baldırındaki sakatlık müsaade ettiği sürece tartışmasız başlıca favori. Onu zorlayacağını düşündüğüm isimlerin başında Cibulkova geliyor. Fikstürün ikinci yarısı ise “gayya kuyusu”. Kimi isterseniz orada. Errani ve Li’nin aynı bölümde olması yazık. Total tenis oynayan bu ikisini gönlüm en azından yarı final oynarken görmeyi arzuluyor. Diğerlerine önümüzdeki günlerde değineceğiz.