Her Grand Slam turnuvasında genellikle erkeklerin başına gelenler bu kez kadınlara bulaştı. Ağır-Ablalar birer birer dökülüyorlar. Anlaşılan Djokovic bunalımının yarattığı kaos ve tedirginlik, erkeklerin işlerini çok daha ciddi tutmalarına neden oldu.

Dün (Ya da bugün… Artık saat farkından günlerin ardışıklığını yitirdim!) başlıca favorilerden Muguruza Fransız Alize Cornet’e yenildi. Onu formunun zirvesindeki Kontaveit izledi. Her iki raket de kariyerlerinin en başarılı yılını yaşıyorlardı. Kenin, Kerber, Kvitova ve şimdi de Muguruza. Hepsi Grand Slam şampiyonları ve Avustralya’nın ikinci turunda yokları oynuyorlar!

Erkeklerde sabah sürprizi küçük dev adam Arjantinli Schwartzman oldu. Avustralyalı bir “serseri mayına” üç sette yenildi. Ardından yılların raketi Bulgar Dimitrov veda etti.

Tenis dünyasının en saygın koçlarından biri olan Sven Groenewald’ın çalıştırdığı Japon raket Taro Daniel, iki kez kalça protezi ameliyatı geçirmesine rağmen kortlara dönen efsane Andy Murray’i 6-4’lük net setlerle İskoçya'ya uğurladı. Bu Japon raketin ilk ses getiren galibiyeti. Bakalım nereye kadar gidebilecek. Ancak Murray karşısında uyguladığı taktik takdire şayan. Zaten ilk maçında beş saate yakın bir süre sarfeden Murray’i burada resmen tüketti. Bir sağ, bir sol, bir kısa, bir lob… Üç saate ramak kala, artık adamın yürüyecek hali kalmamıştı.

Günün merakla beklenilen maçı turnuvanın 2 numarası Medvedev ile Avustralya’nın aykırı çocuğu ve tenis dünyasının en yetenekli raketlerinden biri olan Kyrgios arasındaydı. Kendine münhasır iki tip. Kyrgios’u izlemek zevk… Tam bir şovmen. Rus raket ise şovu rakibine bırakıp işine konsantre oldu. Kyrgios kaçtı Medvedev kovaladı. İlk set tie-break’e kaldı… Rakibine karşı hiç bir risk almadan işine odaklanan Rus kolay kazandı (7-1). İkinci set daha kolay geldi… Ancak üçüncü sette Kyrgios biraz da hakem Carlos Bernardes ile tartışarak başka bir enerjiyle oynadı ve durumu 2-1’e getirdi. Bu adamın yaptığı bazı vuruşlar sanki imkansızı basitleştiriyor. Sonra Medvedev epey çabuk bitirdi.

Öbür kortta ise sıralaması 98 olan Karadağlı Danka Kovinic, markaların yeni yüzü ABD Açık şampiyonu Emma Raducanu’dan ilk seti almakla meşguldü. İkinci sette İngiliz fevkalade vuruşlarla rakibini sürklase ederek durumu eşitledi… Ama rakibini kırarak farklı öne geçince sanırsınız kortta tenis maçı değil de tiyatro oynanıyor… Bir havalar bir tavırlar! Çok genç yaşta havalara girmiş bu genç ve güzel tenisçi hanım.

Son sette sanki Karadağlı Kovinic sadece Raducanu ile değil tüm stadyuma karşı oynuyormuş gibiydi. Ne de olsa Raducanu Romen asıllı olmakla birlikte İngiliz vatandaşı. Eh Avustralya da İngiliz Uluslar Topluluğunun bir üyesi (az kalsın hınzırlık yapıp “sömürgesi” diyecektim!). Anglosakson bağdaşmasının tipik bir örneği. Ama Kovinic ritmini ve moralini hiç bozmadı…Yetenekleri kısıtlı ama çalışkan ve maçı bırakmayan, bozulmayan biri… Seti önce 3-1, sonra 4-2 yaptı. Sonra da maçı aldı. Böylece bir favori daha turnuva dışı kaldı. Umarım İngiliz raket tenisin şımarıklık kaldırmayacağını anlamıştır. Böylece bundan önceki yılın son son grand-slam’i olan ABD Açık’ın şampiyonu ve finalisti Avustralya’da üçüncü turu bile göremeden evlerine dönüyorlar.

Bu arada çift-erkeklerde sürekli birinci değillerse bile hep ilk 5 içinde olan Fransız Mahut-Herbert çifti Avustralya’da yer almıyorlar. Zira Herbert aşı olmayı reddettiğinden evde kalmayı yeğledi. Mahut ise bir başka vatandaşıyla (Martin) eşleşti. İlk turda elendiler… Aşı tutmadı!

Yarın 21 Ocak, Cuma günü epey ilginç maçlar var. Öncelikle saat 07:00 gibi İtalyan Berrettini ile İspanyol Alcaraz arasındaki maçı kaçırmayın derim. Bunun saati oynayabilir zira önceki 2 kadın maçına bağlıdır.

03:00 Azarenka – Svitolina
Müteakiben Ostapenko – Krejcikova
“ “ Berrettini - Alcaraz
15:00 Anisimova – Osaka
Müteakiben Nadal – Khachanov
17:00 Monfils – Garin

Hoşkalınız.