Tenisin emektarı sayılabilecek Rus Pavlyuchenkova uzun yıllardır mücadele vermesine rağmen bir türlü kayda değer bir başarı elde edememişti. İlk kez bir Grand Slam turnuvasında finale kaldı (7-5, 6-3).

Ancak Zidansek karşısında sergilediği oyunu Sakkari-Krejcikova karşısında tekrarlarsa kupaya ancak uzaktan bakar. Eminim finaldeki rakibi kim olursa olsun bol bol kısa toplar atacaktır. Zira Rus raket öne atılan toplara hiçbir surette yetişemiyor. Yetiştiğinde de ancak çıkarabildiği topu rakibi kolayca puana çevirebiliyor.

Zidansek balyoz gibi bir forehand’e sahip olmasına rağmen backhand’i ile sadece topları geri çevirebiliyor. Pavlyuchenkova işte onun bu zayıf yanını resmen sömürdü. Üstüne üstüne vurarak onu hata yapmaya zorladı. Bu kez Zidansek backhand’ini kapatayım derken, öbür yanından açık verdi. Kazandığı puanların çoğunu Rus raket adeta ona armağan etti.

Ardından “Komşunun Kızı” Sakkari ile Çekyalı Krejcikova sahaya çıktılar. Yunan raket buralara gelerek teniste ülkesi adına bir ilke imza atıyor. Rakibi Krejcikova ise Çekya’nın spordaki geleneksel başarısının bir örneği. Kadın tenisinde ise sürekli bir Çekyalı geliyor diğeri gidiyor. Ancak her nedense erkek eküri Berdych ile tükendi. Yeni kimse gelmiyor.

Sakkari gerçekten bir Amazon. Sokakta görseniz tenisçiden çok dövüş-sanatları sporcusu ya da halterci sanabilirsiniz! Enerji deposu, hırs küpü. Ama bunları fazla kaçırdığında da kendi kendine zarar veriyor. Benim aklıma mıh gibi kazıdığım bir deyişim vardı: “Hırs iyidir ama mantığı aşınca zararlı olur” . Sakkari’ninki de buna benziyor. Eşitlediği ve alabileceği ilk seti aşırı hırsı ve gücü yüzünden veriverdi. Avaz avaz nara atması da bana göre onu fevkalade antipatik yapıyor.

Krejcikova ise çiftlerden alışkanlık edinmiş nokta atışı yapıyor. Her vuruşu planlı. Sakin. Sessiz. Akıllı. Sakkari’yi her yöne koşturdu. Hiçbir vuruşu diğerinin aynısı değildi. Bir uzun, bir kısa, bir lifte, bir kesik, bir lob. Rakibini ambale etti resmen. İlla tek vuruşta puan alacağım diye hiç bir iddiası yok.

İkinci setin başında Yunan raket biraz sakinlemişti. Gücüyle aklını biraz daha koordine edince hemen rakibini kırıp 4-0 öne geçtiği seti önce izleyicilere sonra da çizgi hakemine takılarak zora soktu ve ancak 6-4 alabildi. Gözünü hırs bürüyor ki bir ara sahaya inerek servisi kontrol eden hakemi bile göremedi… Adamın üstüne neredeyse ikinci servisini atıyordu. Setler eşitlenince Çekyalı mola aldı… Krejcikova buradaki mücadelesine ilaveten çiftlerde de yarı finalde yer alıyor. Bu nedenle yorgunluk hissetmesi doğal.

Son sette yine Sakkari 3-1 öne geçti. 4-2 yaptı. 5-3 oldu. 5-4 oldu. Sonra komşu kızına yine bir şeyler oldu. Durup dururken kısa top atıp fileye taktı, ardından yüksek bir topu dışarı vurdu ve kendi servisini verdi. 5-5 oldu.

Krejcikova onca yorgunluğa rağmen olduğu yerden çok akıllıca mücadele ederek 6-5 öne geçti öne geçti. Sakkari kendi servisini aldı oldu berabere (6-6). Sonra 7-6 Çekyalı. Yunan raketin servisinde Çekyalı 3 maç topunun hiçbirini alamadı ve tekrar beraberlik oldu 7-7. Sonra Krejcikova yine kendi servisini aldı (8-7).

Çekyalı  dördüncü maç topunda işi bitirirken yarım karış dışarıda olan bir topa hakem içeride kararı verince puan tekrar edildi. Ama bu kez de Sakkari topu dışarı vurunca 5.maç topuna geçildi. Ve Krejcikova maçı 3’18”da aldı (9-7).

Bu kadın yarın çiftlerde oynayacak. Eğer çekilmezse bu yorgunlukla Cumartesi günü finale nasıl çıkacak büyük merak konusudur. Her durumda Pavlyuchenkova karşısında yorgun bir rakip olacak. Yine de bence burada bu akşam hak yerini buldu.
------------------------
Bu arada hep hayıflanıyoruz Grand Slam turnuvalarda niye hiç raketimiz olmuyor diye. Hata bizlerde değil esasen… Bakmasını bilmediğimizden değil. Adam adeta saklanmış! Hayalet bir Türk tenisçi var. Roland Garros Jünyor erkekler fikstüründe Ozan Çolak adlı 17 yaşında bir tenisçi var. Adam ABD vatandaşlığına gizlenmiş! Teklerde ilk turda 3 sette yenilmiş ama çiftlerde partneriyle birlikte 7 numaralı seri başı. İlk iki turu geçip çeyrek finalde favori Fransız çifte yenildiler.

Bizim federasyondan sürekli başarı hikayelerimiz geliyor. Bunların çoğu gerçekten hikaye (!) olarak kalıyor ! Zira kimsenin bir yere vardığı yok. Ozan Çolak Roland Garros’ta seri başı olabildiğine göre kalıcı başarılara sahip. Acaba bu çocukla bir ilgilenmeye değer mi sayın TTF yöneticileri ?

Hoşkalın.