Dünden yarıda kalan maçlardan Nadal-Schwartzman arasındaki mücadele tam tersine dönük oldu. Toprağın Kralı rakibine en ufak bir şans vermedi. Oyunu bıraktıkları yerden itibaren üstünlük kurdu ve verdiği setten sonra 63,62,62 gibi açık bir farkla sonuca gitti.

Yarıda kalan diğer çeyrek-finali izlemedim. Del Potro (76, 57, 63, 75) kazanarak Nadal’ın rakibi oldu. Yarın hem Nadal-Del Potro hem de Thiem ile Cecchinato arasındaki yarı-final maçları oynanacak.

Kadınlar yarı-finalleri daha başlamadan ilginçlikler içeriyordu. Muguruza ile Halep arasındaki maçta kim kazanırsa WTA sıralamasının birinci basamağına yerleşecek. Muguruza bugüne kadar 3 büyük turnuvada şampiyon oldu. Halbuki Halep finale çıktığı 3 büyük turnuvadan da başı eğik ayrıldı.

Zaten birbirinin tam zıddı iki raket. Çok güçlü ve formda bir Muguruza için her şey çok kolay cereyan ederken rakibi Halep bıkıp usanmadan çabalamasıyla ön plana çıkıyor. Kadın adeta bir ömür-törpüsü. Hep geriden gelip kazanıyor.

Bu ikili daha önce toprakta bir kez karşılaştı ve onu da Halep aldı. Ama genel anlamda İspanyol 3-1 önde. İşin ilginç yanı Muguruza kazanırsa ikinci kez Halep’i birincilikten edecek. 2016 yazında Cincinnati’de ona çok fena bir yenilgi tattırmış (61,60) ve zirveyi bıraktırmıştı.

Halep’in fiziksel üstünlüğünü tartışmak abes. Bu kız hem sürati ve atikliği, hem dayanıklılığı ve atletik yeteneği ile belki de kadınlar tenisinin en iyisi. Ancak Muguruza bu formuyla bakalım ona yol verecek mi? Formda bir Muguruza’yı tutabilmek çok zor. Bir gün önce Sharapova’yı darmaduman etmişti.

Halep puanları uzatır rakibini sağa sola koşturursa şansı artacaktı. Ancak öbürünün de öyle güçlü vuruşları var ki rakibinin tüm savunmasını paramparça edebiliyor.

Servisler de önemli olacaktı bu maçta. İşte orada da İspanyol ağır basıyordu. Halep genel eğiliminin aksine işi baştan sıkı tutup öne geçerse pek çabuk morali çöken Muguruza’yı geçebileceğini düşünüyordum.

Ve maç başladı. Halep beklenilenin çok üzerinde atak ve cesur bir oyun ortaya koydu. Rakibinin hiç bir şekilde kontrolü ele almasına olanak vermedi. Onu sürekli bir köşeden diğerine koşturarak savunmadan çıkartmadı. Ve sonuçta ilk seti 6-1 gibi büyük bir farkla aldı. Ancak eşitlerin tenis dünyasında hiçbir tenis maçı (hele ki sonuçların fevkalade önemli olduğu maçlarda) bu denli farklılık göstermez. Öyle de oldu. Muguruza 2. sete daha atak hatta fileye gelerek başladı. Rakibini kırdı ve 3-1 öne geçti. Ama Rumen raket anlaşılan en sevdiği zeminde kupayı almaya fena odaklanmıştı. O pamuk ipliğine bağlı moralini bozmadı. Önce durumu eşitledi (4-4) sonra da epey çekişmeli ve uzun bir mücadeleden sonra 5-4 öne geçti. Ardından da rakibini kırarak (64) finale çıktı. Sıralamadaki birincilikteki yerini sağlama aldı ve en önemlisi ilk grand-slam kupasının son basamağında. Umarım tarihi bir kez daha tekerrür ettirmez. Rakibinin Sloane Stephens olacağını düşünüyorum. Hiç ama hiç kolay değil. Umarım 4. kez boynu bükük ayrılmak zorunda kalmaz.

Dünkü yazımda da belirttiğim gibi Keys ile Stephens arasındaki yarı-final aslında ABD Tenisine yapılan yatırımın en azından kadınlarda başarılı olduğunu gösteriyor. Stephens kazanırsa 2006 yılından bu yana ilk kez soyadı Williams olmayan biri ilk beş içerisine girmiş olacak!

Aralarındaki maçlarda Stephens 2-0 ileride. Üstelik epey farklı skorlarla. Son ABD Açık finalinde 6-3, 6-0’lık bir skor vardı! Burada da favori. İkisi de toprakta oynamayı sevmiyor. Bugünün yağışlı şartlarında daha güçlü vuruşlara sahip olan Keys avantajlı. Ama Stephens’de fevkalade zeki ve bu özelliğini kortu mükemmel kavrayarak kullanıyor. Kasatkina gibi dişli bir rakibi bu denli kolay saf dışı bırakmak pek kolay değil. Üstelik en dişli maçlarda bile çok rahat. Kendini sıkmıyor.

Çift erkeklerin yarı-finalinde her iki tarafta da bir Hırvat-Avusturya karışımı takım var. Mektic (CRO) ile Peya (AUT) hep zirveye oynayan Fransız Herbert ile Mahut’la oynayacakken, diğer yanda Pavic (CRO) ile Marach (AUT) Lopez biraderler karşısında final arıyacak.

Çift-Kadınlarda ise bir yanda Çekyalılar kendi aralarında final ararken, diğer yanda Uzakdoğulular mücadele edecek.