Bu yıl kısmetime yazılarımın bir kısmını sağlık kurumlarından yollamak
yazılmış anlaşılan. Tanrı beterinden
korusun. Allahtan Roland Garros var televizyonda da, vakit geçebiliyor.
Serena Williams bir turnuvaya daha imzasını attı. Ancak bu kez kupa
kaldırmak yerine çekilerek. Üç maçını kazanıp çeyrek-finalde ezeli rakibi
Sharapova ile oynayacakken omuz kaslarındaki bir rahatsızlık nedeniyle
çekildiğini açıkladı. Kardeşiyle birlikte bir gün önce çift-kadınlarda da
yenilmişlerdi zaten.
Halep ile Kerber kesin favoriler olarak maçlarını kazandılar ve
çeyrek-finalde birbirleriyle eşleştiler. Tahminimin aksine rakiplerini çok
kolay skorlarla geçtiler.
Diğer yanda uzun yıllar sonra ilk kez Williams kızkardeşler dışında iki
ABD’li genç kadın çeyrek-finallerde. Bu tenis dünyası için müjde demek…Zira ABD
onca yatırımının karşılığını alıyor demektir. Böyle bir potansiyelin yeniden
devreye girmesi bu güzel spor için adeta yeni bir enerji demek.
Keys, Kazak Putintseva, Stephens ise Rus Kasatkina önünde kağıt
üzerinde favoridir. Her ikisi de büyük turnuvalarda daha tecrübeli . Hele
Stephens geçen yılın ABD Açık şampiyonu
olarak rakibine tecrübede fark atıyor. Ancak bu fevkalade yetenekli ve cesur Rus raketin epey dişli bir rakip
olduğunu unutmamalı.
Kadınlarda çeyrek-finaller çok çekici eşleşmelere şahit olacak.
Yukarıda yazdığım gibi Stephens-Kasatkina maçını kaçırmayın. Sonrası daha da
ilginç: Ağır-Ablalar devreye giriyor : Halep-Kerber ve Muguruza-Sharapova. Bu
maçlar kesinlikle izlenmeli.
Maalesef ABD için erkeklerde
aynı müjdeyi veremiyoruz. Zira son temsilcileri İsner’i Del Potro 6-4’lük üç setle Paris’e veda etmek zorunda
bıraktı. İşin acı yanı erkeklerde ABD için bir ışık ta pek gözükmüyor.
Erkeklerin diğer bölümlerinde Nadal emin adımlarla şampiyonluğa
gidiyor. Çeyrekteki rakibi minik dev adam Schwartzman oldu. Bu Arjantinli
aldığı neticelerle tüm üstatların (!) yorumlarını adeta yutturuyor. Ama
İspanyola rakip olabileceğini hiç sanmıyorum. Ama Anderson önünde 5 sette
aldığı galibiyet adeta bir tenis dersi şeklindeydi. Son top bitmeden tenis
bitmez!
Cilic-Fognini mücadelesi tek yanlı bir şekilde başlamasına rağmen
İtalyan Aygırı kendine gelince müthiş bir mücadeleye dönüştü. Adam gitti bitti
denilen maçı geri getirdi. Üstelik yaptığı vuruşlar tenis izleyicisine onur
verdirecek cinstendi… “Yok artık” diye yorum yaptığımız çok oldu. Kısacası
Fognini ve Schwartzman Paris’i benim için ayrı bir tavan yaptı! Kazansalar da
kaybetseler de izleyiciyi eğlendiriyorlar. Zaten tenis te bir oyun değil mi?
Oyunları da androidler değil insanlar oynamaz mı?
Diğer çeyrekte Cilic ile Del Potro karşılaşacak. Bu da ilginç bir
mücadele olacak. Tabî tamamiyle bir geri oyunu çekişmesi olarak.
İkinci bölümde Djokovic’e İtalyan rakibi zorluk çıkaramaz. Thiem ile
Zverev arasındaki maç ise turnuvanın en güzel mücadelelerinden biri olmaya
aday. Bunları da kaçırmayın derim.
Sağlıcakla kalınız.