“Sevdikleriniz yatağınızın yanı başındayken ruhunuzu teslim etmek ölümlerin en idealidir. Lakin farz edin ki etrafınızda sizi saranlar, yaşamın size armağan etmiş olduğu verilerin hayalleridir. Yani başucunuzdakilerin yaşamın size sunduğu fikirler, yetenekler, beceriler, vasıflar ve armağanlar olduğunu düşünün. Ama her ne sebeptense siz hiçbir zaman o hayallerin ardından koşmadınız. Fikirleri benimsemediniz, yeteneğinizi ve becerilerinizi kullanmadınız, ve bu olanakların avantajından yararlanmadınız. Halbuki onlar hep sizlerle birlikteydi… Siz son nefeslerinizi alırken onlar başucunuzda gözlerinden öfke fışkırarak haykırıyorlar : “Biz sana geldik… Ama sen, sadece sen, bizlere can suyu olabilecekken şimdi seninle birlikte ebediyete göçmek zorundayız.”**

Sorun burada yatıyor: Bir düşünün bakalım, bu hayattan göçseniz hangi hayaller, hangi tutkular, hangi idealler, hangi yetiler, beceriler ve vasıflar, hangi sevdalar sizinle birlikte yok olacaktır?

Gezegenimizin en varsıl yeri çölün dibinden petrol fışkıran Orta Doğu ya da yerin altı elmas kaynayan Güney Afrika değildir. Şaşıracaksınız ama gezegenimizdeki en varsıl yer mezarlıklardır; çünkü oralar gerçekleştirilememiş hayallerle, yazılmamış kitaplarla, şarkılaşamamış bestelerle, kurulamamış şirketlerle, keşfedilmemiş buluşlarla, geliştirilememiş beceriler ve yetiler ve yaşanamamış aşklarla, sevdalarla doludur.

Telafisi olanaksız bu kayıpların başlıca nedeni ise korkudur. Korku, insanları, fiziki ölüm henüz gerçekleşmeden yok edebilir. Bağımsızca ve gerçekten arzuladığınız hayatı yaşamanıza mani olur. Statükocudur. Olduğunuz yerde durup hayatın akışını izlemenizi benimsetir. Bir düşünün bakalım korkularınızdan endişelerinizden arınamadığınız için kaç olanak yitirdiğinizi?

Eğitimsiz ve cahil bir akıl daha çok dürtüleriyle hareket eder. Onda korku daima ön safhadadır. Yasakçıdır. Çapsızlığıyla bir neden uydurup hep ket vurur. Kendini geliştirerek başkalarına, çevresine yardımcı ve yararlı olmak hep ikinci plandadır.

Bu doğrultuda gerçek potansiyelinizinden yararlanmak ve olabileceğinizin azamisine varmayı arzuluyorsanız cesaretinizi, özgüveninizi geliştirmek için biraz daha tohum atmanız gerekir. Cesaret, zor durumlara dayanma gücünüzü artırır. Onun için korkularınızla yüzleşin… Yaşamın hak ettiğiniz hâle dönüştüğünü göreceksiniz.

**Howard Thurman (1899-1981) Yazar, Filozof, İlahiyatçı, Eğitimci ve Sivil Haklar Lideri. Martin Luther King’in akıl hocasıydı.
*Matt Traverso (Mental Koç)
Tercüme ve Uyarlama > Bekir Emre > Bu yazı sadece genç tenisçiler ve kişiliğini çocuğunun kariyerinden türeten ebeveynler için alıntılanmamıştır!