Bir hikaye vardır: Turist, Madrid'de lokantaya gidip özgün bir yemek istemiş. Tenis topu büyüklüğünde iki parça et getirmişler. Bayılmış tadına. Ne olduğunu sorunca "Boğa Yumurtalığı" demişler. Adam ballandırarak dostlarına anlatmış. Bunlardan biri ertesi gün aynı lokantaya gidip arkadaşının yemeğinden ısmarlamış. Ama bu kez gelen porsiyondakilerin zeytin büyüklüğünde olduğunu görünce garsona nedenini sormuş. "Senyor" demiş garson, "bugün kaybeden Matador oldu!".

 

Ama burada bugün kaybeden, İspanyol Boğası oldu. Hem de tıka basa dolu taraftarları ve ana kraliçesinin önünde. Öyle bir zamanda karşılaştılar ki, Boğa eski günlerine dönmeye çalışıyor, Matador ise karşısında hiçbir boğanın tutunamayacağını kanıtlamak istiyor. Boğa Rafael Nadal, Matador ise Andy Murray.

 

İlk sette Murray 5-2 öne geçince Nadal oyun değiştirmenin gereğini anladı ve fileye gelmeye başladı. Ama 3-5 yapmasına rağmen bu yetmedi, çünkü Murray de agresif oynamaya başladı. Sonunda İskoç raket seti aldı (6-3). Maç şimdi daha zevkli olmaya aday.  

 

Evet maç hakikaten izlemeye değer oldu. Murray baştan rakibini kırdı. 400 küsur TL'ye orta sıralarda yer bulabiliyorsunuz. Seyirciler verdikleri paranın karşılığını almaya başladılar. Tüm çekişmeye rağmen İskoç daha kaliteli bir tenisçi görüntüsü veriyor. Ama 2-0 ilerdeyken ve rakibini bir kez daha kırma fırsatını yakaladığında öyle bir hata yaptı ki, o pamuk ipliğine bağlı moraliyle umarız maça mal olmaz dedik. Ama hemen akabinde Nadal acemice bir hata yaptı ve beklenen kırılma oluştu (3-0). Sonra fark daha da açılıverdi (4-0).  

 

Dünkü yazımda da değindiğim gibi Nadal eski günlerini hala bulamadı. Güven vermiyor. Ağır abilerin ortama yaydıkları o erişilmez havayı onda henüz bulamıyoruz. Aksine kırılgan ve ne yapacağı bilinmez bir görüntü veriyor. Bir acemi gibi basit hatalar yapıyor. Murray ise hiç görmediğimiz kadar sağlam ve emin adımlarla ilerliyor. Burada o denli üstün ki, ruh haline de bağlı olarak sanırım. Bundan böyle Djokovic karşısında tehlikeli bir rakip bulacak. 

 

Hakemin IPad'inden yansıyan güneş ışınlarından bile etkilenen bu genç adam çok ağır basıyor bugün. Oldu 5-1. Sonra perde indi: 6-3, 6-2.

 

Çift erkeklerde müthiş bir maçtan sonra Hint Bopanna ile Romen Mergea çifti şampiyon oldu. Sırp Zimonjic – Polonyalı Matkowski çiftini 6-2, 6-7 ve 11/9'luk skorla geçtiler. Bizler de kaliteli tenise olan özlemimizi giderdik. Ustalara ait şu çift oyunu, hele canlı izleyince insanı alıp götürüyor. Vakit nasıl geçmiş anlamıyorsunuz.

 

6000 kişinin yıl boyu çalıştığı Mutua Madrid Open ile bir tenis haftası daha bitti. Önce Brindisi'de İtalya-ABD Fed Cup, sonra Monte Carlo. Ardından İstanbul Open, şimdi de Madrid... Artık tenis kulaklarımdan çıkacak. Paydos demesem de ara veriyorum. İyi yazlar. Hoş kalınız.