Novak Djokovic şüphesiz son yılların en büyük tenisçisidir. Hem bir sporcu hem de insan olarak kendisini sürekli geliştirdiği aldığı sonuçlarla da kanıtlanmaktadır. Şu sıralar Londra’da “World Tour Finalleri” yani daha bilinen şekilde ilk sekiz teniscinin yılın son hesaplaşmasını yaptığı “Masters”oynanmaktadır. Djokovic zorlanarak çıktığı yarı-finallerde elense bile yılı  birinci sırada bitirmeyi garantilemiş vaziyette. 

Roger Federer ise tarihin yazdığı en büyük tenisçidir. 34 yaşındaki bu efsane grup maçlarında karşılaştığı Djokovic’i 75, 62’lik net bir skorla yendi. Burada önemli olan skor değildi. 
İsviçreli  raket net bir skor elde etmekle kalmadı. Djokovic’i bir türlü çözememiş cümle aleme onun nasıl yenilebildiğini gösterdi. İşte buradan itibaren Djokovic için endişeli günler başlıyor.
İsviçreli onun back handine uzun ve yüksek toplar atmakla kalmadı. Servis karesinin içine kısa ve alçak toplarla onu öne çekti. Yumuşak karnı olan voleyi bir türlü benimseyememiş rakibine karşı tüm maç boyu oyunu sürekli karıştırdı. Kısacası bir denge timsali olan Sırp rakibinin tüm konsantrasyonunu allak bullak etti. Müdafadan hücuma en iyi geçebilen tenisçi yüksek toplara bildiği atak yanıtları veremedi. Öne geldiği toplara ise yetişse bile ya fileye taktı ya dışarı attı. Bir ara gökten yardım istedi (!) , o da olmadı.

Djokovic için şu vuruşu dünyada en iyi yapan adam diyemezsiniz. Ama onun hakkında “şu vuruşu kötü” de diyemezsiniz. Çünkü onun hiçbir vuruşu “on üzerinde on” değildir. Belki sekizdir. Ama hiçbir vuruşu da kötü değildir. Onlar da “sekizdir”. 

Novak yarı-finallerden de finalden de zaferle çıkabilir. Ama ne olursa olsun Federer’e karşı aldığı sonuç onu endişeye yöneltecektir. Muhakkak ki şimdi o da antrenörleri ile oturup buna karşı bir iyileştirme oluşturmaya çalışacaklardır. Çok zor olacak bu. Bence bu tarihten sonra tenis Djokovic’e karşı rekabete fevkalâde açık ve daha da zevkli olacaktır.

Hoşkalınız.