Dünyanın en prestijli spor organizasyonlarından belki de başlıcası olan Wimbledon Tenis Turnuvası başlıyor. Zavallı ülkelerde sömürgeciliğin daniskasını yaparak “Güneşin Batmadığı İmparatorluk” olarak anılırken, ABD hapşırsa kendileri nezle olacak kadar bağımlı hale gelen İngilizlerin daha düne kadar geçmişe rahmet okutacak antikite ötesi kurallarını uygulatmaya çalıştıkları bu turnuva bu yıl daha da garip bir hal aldı!

• Bu turnuvada puan yok sadece para var. Yani şampiyon olan bile puan alamayacak! Örneğin geçen yılın şampiyonu Djokovic puan almayacağı bir yana, geçen yıldan kazandığı 2.000 puandan da olacak. Bu durumda 2018'den beri ilk kez beşincilikten öteye inecek. Onun gibi en az 15-20 raket var bu durumda. Dolayısıyla kritik bir karşılaşmada ne denli sıkacaklar kendilerini merak ederim. Anlayacağınız sadece para konuşuyor! Belki de biraz prestij.

Bu konuda oyuncular arasında başta Shapovalov olmak üzere epey sivri dilli tepkiler geldi. Haksız da değiller. Tahminim turnuva sonunda ATP’den tam kendisine yakışan(!) ne suya ne de sabuna dokunan bir beyanat ve karar gelecektir.

• Wimbledon organizatörü ve ev sahibi olan “AELTC” (yani adı bile haşmetli(!) : “All England Lawn Tennis Club”) yöneticileri Rus ve Belarus’lu oyuncuların turnuvaya girişlerini yasakladılar. Bu durumda Ukrayna’yı işgal eden(!) dünya birincisi Rus Medvedev, vatandaşı 8. sıradaki Rublev ve bir diğeri 22. Khachanov ile kadınlarda 13. Kasatkina ile 21. Kudermetova ve Belarus’lu 6. Sabalenka ve 20. Azarenka gibi raketler turnuvayı oynayamayacaklar! Zat-ı muhteremlerin güçleri ancak dünyanın en ferdi sporunun temsilcilerine yetti ! Karşı kıyıdaki ağa-babaları bile Ağustos sonu başlayacak “ABD Açık”a Rus ve Belarus’lu oyuncuları alacağını açıklayınca bunlar devekuşu misali sipsivri ortada kaldılar!

• ATP son günlerde aldığı yeni bir kararla Wimbledon ertesinden başlamak üzere maçlar esnasında koçların taktik vermesine izin vereceğini açıkladı… Yıl sonuna kadar bir deneme süresi belirlediler. Dünyada oyuncunun kendi başına olduğu yegane sporlardan olan tenisi görüntülü medyaya teslim etmenin yeni bir basamağı. Neymiş efendim tenisi daha eğlenceli hale getiriyorlarmış! Davis Kupası'nı da böyle teslim ettiler bir futbolcunun şirketine! Yaşayan bir efsane olan “Davis Kupası'nın” yerinde yeller esiyor. Anlaşılan şimdi sıra ferdi teniste.

Evet teniste koçların gizli saklı işaret ya da vücut dilleriyle taktik verdikleri bilinmeyen bir şey değildir. Hatta Antik Yunan Tanrılarını andıran komşu çocuğu Tsitsipas’ın babasının idrar molası esnasında telefonla oğlunu arayıp hal hatır sorduğu da belirlenmişti! Ama bu tür kuraldışı kaçaklara acımasızca ceza verip kaçınmaları sağlanabilirken “gelene gülüm gidene paşam” denirse gelinen sonuç bu olur.

Zamanında Akdeniz yöresinde bulunan kumarhaneleri denetlemeyip bir günde yok edenler hiç düşündüler mi acaba kaç (yüz) bin kişi işsiz kaldı? Halbuki onlar iyice izlenmeyip, denetimsizlikten mafyaya teslim edilmeseydi bu ülke turizmi şimdilerde yerlerde sürünür müydü? Yıl boyu sadece kumarhaneler ve oteller değil turizmle ilintili kuru-temizleyicisinden patates yetiştiricisine kadar tüm işletmeler 365 gün çalışır, kalifiye personel oranı tavana vurur bu ülke de mass turizm denen illetten kurtulup kaliteli turizme yönelirdi. Ama kime anlatıyorsunuz!

Teniste de acaba hiç düşünen var mı, koçuna tüm dünyayı dolaştıracak finansmanı olmayan oyuncular ne yapacak? Ya da oyuncu kritik bir maç esnasında koçlar ya da oyunculardan biri diğerlerinden rahatsız olursa ve şikayet ederse ne yapacaklar! Bugüne bugün tenis bir kalitedir, bir standart örneğidir. Her şey gibi anlaşılan bunun da dibine darı suyu ekecekler!

Tabi bu kural Wimbledon’da olmayacak ama örneğin komşunun pederi Apostolos yine dayanamayıp işaret dilini konuşturursa hangi hakem gidip ona ceza verecek? Var mı tenis dünyasında böyle bir yüreği olan hakem? Maçı alargaya alan bir oyuncuyu uyaran hakeme bir yıl işten el çektirme cezası veren ama bunu belgelemeye cesaret edemeyip sinsice ona maç vermeyen ATP mi yapacak bunu? Hadi canım siz de!

Devam edecek…

Hamiş: Kapalı mekanlarda maskenizi takmayı sakın unutmayın… İş yine sakıncalı olmaya başlıyor. Yeni Akdeniz’den geliyorum. Anlatılanlar pek parlak rakamlar değil. Aman sakının ve kalın sağlıcakla.