Çağla Büyükakçay ilk turda elendiği için camia içerisinde söylentiler çıkıyor. Artık bunlara kulak asmaya değmiyor. Oyuncuların bazıları formunu hemen bulur bazıları zaman ilerledikçe daha iyi olur. Bunu daha önce de yazmıştım. Avustralya yılın ilerisi için hiçbir kriter değildir. Aldanmayın. Geçmiş yıllara baktığınızda Çağla Büyükakçay yıl ilerledikçe hatta ortalarından sonra daha başarılı oluyor. Üstelik bazı oyuncular “slam” oyuncusu değildir…İki haftalık yerine haftalık turnuvalarda başarıya odaklanır ve sonrasında “slam”lerde kendilerini gösterirler. Hemen ülkemize mahsus bir köreltme kampanyasına girileceğine tenisimize fevkalade bir ivme kazandıran Çağla Büyükakçay’ın performansına böyle bir yaklaşım gösterilmesi daha doğru olacaktır.
 
Avustralya bu sene uzun zamandır görülmedik sürprizlere şahit oldu. Şöyle bir örnek vereyim. ESPN dünyanın en büyük spor kanallarından biri olarak her grand-slam turnuvasından önce dünyanın tanınmış yorumcularına tahmin yaptırır. Aralarından eski yıldız ve antrenörlerin de olduğu 14 kişiye sordular. Erkek ve kadınlarda birincileri ile sürpriz oyuncuları seçeceklerdi. İlk dört turun sonunda yani fikstürlerde hala 16’şar tenisçi varken bu seçicilerin sadece beşi dört üzerinde iki tutturabildi! Ben de naçizane bir tahmin yapmıştım : Djokovic, Pliskova, Dimitrov ve Wozniacki’yi seçmiştim. Pliskova ve Dimitrov ile şimdilik fena sayılmam galiba!
 
En büyük iki seri-başının veda ettiği turnuvada Haşmetmeabları fevkalade bir seri tutturdu. Anlaşılan ona tenisten uzak kalmak ve dinlenmek iyi gelmiş. Uzun zaman sonra Nishikori karşısındaki beş set süresince oynadığı oyunla bu maçı kaybedebileceği hissini hiç yaşatmadı. Ama bana göre şimdiye kadar karşılaştığı hiçbir oyuncu iyi bir Federer kalitesinde yakın bile değildi. Hele şimdiki rakibi Mischa Zverev onlardan da düşük. Ancak unutmayın ki Roger Federer hep imkânsızları başarmaktan zevk alıyor. Ne zaman kritik bir turda başıboş bir mayının karşısına çıksa sevenlerine azap yaşatıyor ! Ama esas Federer’i bence vatandaşı Wawrinka karşısında göreceğiz. Her ikisi de çeyrek-finaldeki rakiplerini aşacaklardır.
 
Bautista-Agut turnuvanın favorileri arasında gösterilen Raonic’i başlarda zorlayacak ama sonunda Kanadalı o korkunç servisi ile üstün gelecektir. Nadal da Monfils’i kolay geçecektir.
 
Goffin’in Thiem engelini aşacağını ama Dimitrov’un ona dur diyeceğini düşünüyorum. Thiem henüs beş setlik bir olgunluğa erişmedi. Belçikalının daha oturmuş bir oyunu var. Zevk veriyor mu ? Kesin Hayır. Fikstürün bu yanından Raonic ile Dimitrov’un çıkacağını düşünüyorum.
 
Kadınlarda ise camiasının entellektüeli İngiliz Konta adeta satranç oynar gibi Makarova’yı saf dışı bıraktı. Bu kadın dişli bir rakip olan Rus tenisçiyi resmen çaresiz bıraktı. Servisiyle kadınlarında en yüksek oranda hedefini bulanlardan biri. Fevkalade de akıllı. Serena Williams’a çok ciddi bir rakip olacak. Üstelik ondan etkilenecek bir yapısı da yok.
 
Evet Serena Williams Çek Barbara Strycova’yı geçti. Geçti ama zorlandı. Bu kadının vuruşunda öyle bir güç var ki yetişebilseler bile şiddetinden çıkarmakta zorlandıkları toplar kolay bir lokma olarak karşı sahaya düşüyor. Ama topu oyunda tuttukça rakiplerin şansı artıyor. İngiliz topu oyunda tutmakta ve oyunun şiddetinde Serena’nın önceki rakiplerinden üstün. Sıkı maç olacak.
 
Yarın, Salı için önerdiğim maçların başında Serena-Konta geliyor. Sonra diğer Williams ile Pavlyuchenkova ve diğer kadın çeyrek-finali VanDeWeghe-Muguruza. Yani kadınların üç maçının epey zevkli geçeceğini düşünüyorum. Lucic-Baroni ile Pliskova/Gavrilova galibinin karşılaşmasına dair bir yorum yapmayacağım zira ikisini de tanımıyorum.
 
Erkeklerde eğer Wawrinka duraklama sürecine girmezse (ki bunu epey yaşadık) Tsonga’yı kolay geçeceğini, Zverev’in ise Federer’i zorlamaya çalışacağını ama sonunda iki İsviçrelinin yarı-finalde başbaşa kalacağını öngörüyorum. Hoşkalın.