Erkeklerin son büyük ferdi turnuvası bitti. Final her organizatörün rüyasıydı. Dünyanın 1. ve 2. sıradaki tenisçileri karşı karşıya geldiler. İspanyol Rafael Nadal ile Sırp Novak Djokovic. Sırp raket net bir galibiyet aldı (6-3, 6-4). Her bakımdan rakibinden üstündü. Hem daha iyi servis attı hem de baştan itibaren hücum ederek oyunun idaresini hiç bırakmadı. Djokovic bu şekilde fileye gelip oyuna ağırlığını koyarsa esas üstünlüğü geri oyunu olan İspanyol’un bundan sonra işi çok zor. Ancak, ikisinin de maçtan sonra dediği gibi onlar “…birbirlerini hep daha iyi oynamaya zorunlu bırakıyorlar”. Fevkalade bir turnuva, olağanüstü bir tenis ziyafeti. Oynayana da , oynatana da , yansıtana da teşekkür ederiz.

Şimdi bu haftasonu Belgrad’ta Davis Kupası finali var. Djokovic-Tipsarevic-Zimonjic ve Bozoljac’tan kurulu favori Sırplar, Berdych-Rosol-Stepanek ve Hajek’ten kurulu Çeklerle kozlarını paylaşacaklar. Sonra tenise bir aya yakın paydos.

Bu arada belki kendimizi tekrar ediyor olacağız ama dünyanın 4 büyük grand-prix’sinden sonra yılın en büyük turnuvası sayılan ve hatta dünyanın en iyi sekiz raketini birbiriyle kapıştıran yegane turnuvası olan Londra’dan tüm hafta boyu sayfalarca spor içerisinde tek bir satır haber bile çıkartamayan (başta amiral gemisi) bu spor basınına söylenebilecek bir söz bulamıyorum. Ne olduklarını bir kez daha ortaya koydular.