Roland Garros’da Pazar sabah seansında Simona Halep ile Iga Swiatek arasındaki 4. tur maçı vardı, bu karşılaşmayı seyredemeyenlerin mutlaka bir şekilde izlemesini tavsiye ederim, 19 yaşındaki Polonyalı tenisçi öyle bir tenis oynadı ki muhtemelen bir turnuvanın favorisi karşısındaki en parlak genç oyuncu performanslarından birini görmüş olduk, üstelik Swiatek bu performansını maçın tamamına yaymayı başardı, bu anlamda karşılaşmayı izleyenler yeni bir yıldızın ortaya çıkış maçına, dolayısıyla bir tarihe şahitlik etmiş olabilir.

Maç öncesinde Halep’i zaten biliyorduk, oyunun belirli dönemlerinde tempoyu ve seviyeyi çok yükseltip, bu ivme ile rakiplerini kıran bir oyun tarzını özellikle toprak kortta çok iyi uygulayan ve sürekli geliştiren Rumen raket yıllar içinde tenisin en önemli yıldızlarından biri haline geldi.

Burada asıl soru Swiatek’in ne yapacağıydı çünkü geçen sene de Paris’te 4. turda yine Halep’le karşılaşmış ama bu maç kendisi için pek parlak geçmemişti, Polonyalı oyuncu sadece 1 oyun alarak 6-1, 6-0'lık setlerle turnuvaya veda etmişti. Swiatek’in gelişme kaydettiğini görüyorduk ama bu kadarını herhalde kimse beklemiyordu.

Polonyalı tenisçi Halep üzerinde baskı kurarak maça başladı. Sürekli olarak geniş açılı vuruşlarla Halep’i kort dışına iterek buralardan winnerlar üretti ve forehand vuruşlarını çok etkili kullandı. Bunun dışında kısa toplar, servis-voleler, Nadal’ı anımsatan koşarak forehand winnerlar, sıçrayarak backhand winnerlar gibi her türlü varvasyonu üreterek ve Halep’i tamamen pasifize ederek bir resital havasında 23 dakikada 6-1 ile ilk seti aldı. Mesela Halep’in ilk sette bu skora rağmen sadece 2 basit hata yaptığını dolayısıyla aslında kendisinin de sete oyuncu değil seyirci olarak katıldığını belirtmek lazım.

2. setle beraber Halep maça girdi, klasik olarak agresyonu ve tempoyu arttırdı, daha iyi servis atmaya başladı. Bu noktada Polonyalı tenisçinin bir miktar geri adım atması ve oyununun bozulması beklenebilirdi. Ancak Halep’in maçın belirli bölümlerinde ulaştığı kırıcı tempoya rakibi aynı şekilde karşılık verebilirse, Rumen oyuncu bu tempoyu sürekli sürdüremediği için rakibi onu bozabiliyor, bunun yıllar içinde pek çok örneğini gördük. Polonyalı oyuncu da hiç geri adım atmadı, Halep’in bütün çabası ve 2. setteki iyi servisleri ancak 40-40'da kilitlenen pek çok oyun yarattı ve Rumen oyuncu bu kilitlenen oyunlardan ancak ikisini alarak 2. seti de 6-2 ile kaybetti. Sonuç olarak Halep’in toprak kortta bu kadar deforme olduğu bir maçı uzun zamandır gördüğümü hatırlamıyorum.

Yüksek servislerine, kort dışına doğru açılı vuruşlarına, kısa toplarına ve forehand winner odaklı oyununa devam ederek Polonyalı oyuncu neredeyse maçın tamamına yayılan harika bir tenis oynadı. İlk sette 17, maçın tamamında da 30 winner üreterek oyun taktiğini başarıyla uygulamış oldu. Maç boyunca yaptığı 20 basit hata ağırlıklı olarak az farkla kaçan winnerlardan kaynaklandı. Bu oyun tarzını oynamaya çalışan tenisçilerin ortalamada 30 ve üzeri sayıda basit hata; 5 ve üzeri sayıda çift hata ile oynadığını göz önüne alırsak Polonyalı oyuncunun efektif bir seviyede kaldığını söyleyebiliriz. Ayrıca Swiatek’in maç genelinde sıfır çift hata ile oynaması ulaştığı mental seviye hakkında bize çok şey anlatıyor.

Kariyerinin ilk grand slam çeyrek finaline ulaşan Iga Swiatek’in son bir sene içindeki müthiş gelişimi, çok fazla varvasyona ve taktik uygulamaya açık oyunu gerçekten etkileyici. Ayrıca oyununun seviyesini belirli bir bütünlük içinde maçın geneline yayabilmesi de ekstra bir özellik, Sabalenka gibi pek çok yaşıtı tenisçinin en büyük sorunu olan “seviye bütünlüğünü koruma“ sıkıntısını bu şekilde en baştan çözmüş olması Polonyalı oyuncuyu rakipleri arasında bir adım öne çıkartacaktır.