Türk tenisinin büyük umut bağladığı Berfu Cengiz, 18 Ekim 1999 doğumlu. Türkçe öğretmeni anne ve beden eğitimi öğretmeni babanın en büyük çocukları. Ailenin diğer üyesi Baran Cengiz de Berfu’nun yolundan ilerliyor. 

Profesyonelliğe adım attığı 2014’te ilk WTA puanlarını kazanarak yılı 1243 numarada tamamlayan Berfu, ertesi seneyi 618 numara olarak kapattı. Bu yıl 506 numaraya kadar gelen genç raket, Türk oyuncular arasında 6 numarada... Cengiz’in kısa kariyerinde 2 tekler, 5 çiftler olmak üzere toplam 7 ITF şampiyonluğu bulunuyor.
Genç tenisçi, iddialı hedeflerle devam ettiği kariyerini Tenis Dünyası okurları için özetledi.

Tenise ne zaman başladın ve bu hikayede ailenin rolü nedir?
Tenise 5-6 yaşlarında Hatay’da başladım. Çok küçük yaşta tenis sayılarını öğrenmiştim. Babamla sokakta yürürken bile, hayalimde sürekli tenis maçı yapardım. Ailem bu yolculukta bana her zaman destek oldu. 24 saati, benim ve Baran’ın çevresinde yaşadılar. Neredeyse özel yaşamları olmadı.

Antrenörlüğünü halen baban mı üstleniyor? Ayrı bir antrenöre ihtiyacın olduğunu düşünüyor musun?
Antrenörlüğümü beş yaşımdan beri babam Hakan Cengiz yapıyor. Bu noktaya onunla geldim. Şuna kesinlikle eminim, bir gün en iyi 10 oyuncu arasına gireceğim ve bunu Hakan Cengiz olmadan asla başaramam. Hakan Cengiz şu an herşeyi üstleniyor. Hem antrenörüm, hem fitness koçluğumu yapıyor. Çok büyük bir yük bu. İyi bir fitness koçuyla çalışmak için yüksek meblağlar ödemek gerekiyor. Babam şu an benim için büyük fedakarlıklarda bulunuyor, ben en azından onun üstündeki bu yükü almak istiyorum ama bu şu an için pek mümkün görünmüyor. Çünkü dediğim gibi bunlar ciddi meblağlar gerektiren konular.

Turnuva oynamaya başladığın ilk yıllarda masraflar nedeniyle babanın karavan satın aldığını ve turnuvalara bu şekilde giderek katıldığınızı biliyorum. O günlerde ailece neler yaşadınız?
Karavan bizim yaşamamızda turnuvalara katılmak için önemli bir araçtı. Aynı zamanda doğayla iç içe yaşamayı, hayatta daha düzenli yaşamayı öğreten bir yaşam tarzıydı. Gelecekte, doğayla yeniden iç içe olmak için yeniden karavan hayatına dönmek istiyoruz.

Belçika’nın Limelette kasabasındaki 6th Sense Tenis Akademisi’nde kısa bir süre eğitim aldın. Ülkemizle kıyasladığın zaman neler söylersin?
Belçika’da tenis akademisi bir hastaneyi andırıyor. Fizyoterapistlerle ve kondisyonerler eşliğinde teknoloji destekli çalışıyorlar. Biz teknolojiyi çok kullanmıyoruz. Akademilerimizde tenisin içinden gelen fizyoterapistler yok. Orada bilimsel ve sistemli çalışma programları var.

Antrenman programın nasıl? Günde ne kadar çalışıyorsun?
Bu konuda babamın düşüncesi şöyle: Hep aynı saatte antrenman yapılmasını istemiyor. Mesela bir gün sabah 07:00’de çalışıyorsam, ertesi gün akşam 20:00’de çalışıyorum. Bazen de öğle saatlerinde antrenman yapıyorum. Günlük antrenman saatlerim değişkenlik gösteriyor. Bu şekilde olduğunda maçlara daha iyi adapte olabiliyorum. Günlük 5-6 saatim teknik, taktik ve fitness ile geçiyor. Evde de yaklaşık 2 saat maç izleme, analiz, reformer çalışması, kaslarımı uzatma ve değişik metodlarla çalışma şeklinde geçiyor.

Alt yaş gruplarında bir çok Türkiye şampiyonluğun var, bunlardan bahseder misin?
Benim için en önemlisi 10 yaşındayken 12 Yaş Milli Takımı’na girmekti. Bunu Zonguldak’ta başardım. Benim için en unutulmaz olanı buydu.

Okul ve tenisi aynı anda götürmek yorucu bir tempo. Seni zorluyor mu?
Kesinlikle zorluyor. Ancak bu yola giren oyuncuların itiraz etme şansı yok. Ancak öğrenimimi sürdürdüğüm Okyanus Koleji bana bu konuda her türlü desteği sağlıyor.

''MİLLİ FORMA GÜVENİMİ ARTIRDI''

İlk zamanlarınla şimdiki imkânlarını karşılaştırdığın zaman o günlerden bu günlere değişen ne var?
Tenise başladığım ilk günlere göre en önemli değişiklik federasyonun bana olan inancı oldu. FedCup kaptanı Alaaddin Karagöz’ün beni takıma alması büyük bir onurdu. Bu durum özgüvenimi yükseltti. Alaaddin Hoca’nın beni milli takıma alması, bana göre şu ana kadarki tenis yaşamımdaki en büyük olaydır. Ben de ileride federasyona, Alaaddin Hocama ve bana inanan herkese kendimi geliştirerek bu karşılığı ödemek isterim. 18 yaş altı sporcular arasında teklerde dünya 13, çiftlerde 8 numarasıyım, FedCup Takımı’ndayım. Ama maalesef sponsorum yok...

Fenerbahçe’nin efsanevi kaptanı Alex, Türk tenisçilere, özellikle de sana büyük destek veriyor. Aranızdaki bu bağın sırrı nedir?
Alex örnek aldığım bir sporcu. Brezilya’dayken Curitiba’da tenis kulübünde karşılaştık, tamamen tesadüf eseri... Türkiye’yi ve Türkleri çok sevdiği için bana ilgi gösterdi. Ailesiyle birlikte maçımı izledi ve bana destek verdi, halen de desteğini esirgemiyor.

İslam Oyunları’nda teklerde gümüş madalya, çiftlerde altın madalya kazandın. Milli takım düzeyinde ilk madalyaların sana neler hissettirdi?
A Milli Takım formasıyla görev almak, forma giymek benim için tarif edilmez bir duygu. İlk madalyalarımı almak gurur vericiydi.

Türkiye’nin en genç ITF şampiyonluğu yaşayan tenisçisi oldun. Kariyerinde nerelere gelmeyi hedefliyorsun?
20 yaşıma geldiğimde Grand Slam ana tablosu oynamak istiyorum, 23 yaşıma kadar Grand Slamlerde önemli maçlar kazanıp, sonrasında Grand Slam şampiyonluğu yaşamak istiyorum. Dünyada ilk 10’a girerek, buralarda kalıcı olmayı ve klasmanın zirvesinde yer almayı hedefliyorum.

Teniste idolün kim? Oyun tarzını kime benzetiyorsun? Favori zeminin hangisi?
Garbine Muguruza’yı beğeniyorum, Jelena Ostapenko’yu da izlemekten büyük keyif alıyorum. Sert zemini seviyorum ama genelde başarılarım toprak zeminde geldi.

Maçlarda geriye düşsen bile maçtan kopmamayı, mücadele içinde kalmayı başarıyorsun. Mental olarak güçlü olduğunu düşünüyor musun?
Mental olarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Eskiden zihinsel antremanın önemine inanmıyordum. Tenis zorlaştıkça zihinsel antrenmanın ne kadar önemli olduğunu görüyorum. Zihinsel antrenman topa vurmaktan bile önemli olabiliyor.

18 Ekim’de 18 yaşına girdin ve profesyonel turdaki turnuva kısıtlaman kalktı. Kısa vadede turnuva programın nasıl?
Her ay bir turnuva oynarken, sınırlamanın kalkmasıyla artık 2-3 turnuva oynamayı düşünüyorum. Gelişimime bağlı olarak 25K, 60K ve 100K düzeyindeki turnuvalarda oynamayı planlıyorum.

Doğukan Dilber / Tenisdunyasi.net

Bu röportajı aynı zamanda dergimizin 90. sayısında da bulabilirsiniz.